0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
919
Okunma
Bir milyon ve bir yıl oldu
İnsan yeryüzünden silindiğinden beri
Buradaki tren istasyonu kalktığından bu yana
Bir düşler ülkesi kurdum
Uzak kıyılara gitmeyi bekleyen çocukluğuma
Madem ki tanrı bile terketti bizi
Tarihi sorgulamak çocukluğuma düştü
Kendimi iki sınır arasına dikeceğim
Köklerim çelişkilerle büyürken
Orta yaşımda gelip ona biraz su vereceğim
Bir rivayet
Cennetin kapısından kovulanlar öyküsü
Bir çekirge sürüsü
Sermiş çulunu şarampola
Tanrının unutkanlığına güveniyor
Her yanımız çamur
Nuh cebindeki tufanları besliyor
Yağan yağmurlarla
Artık tren geçmez buradan
Şehirde ölüm sessizliği
Baykuşların kulağına kaçtığı zaman
Ağaçların gölgesinde sadece kara yüzlü bir karanlık gezinir
Anıları olmayan bir güruh işler cinayetleri
“Mademki bir kere yaşıyoruz
Adam gibi yaşayalım öyleyse”
Kelimeler avuçlarımı kanatıyor
Kimse görmüyor
Oysa çakalların uluması en çok anneleri üzüyor
Üzerim bir avuç beton
Artık tren geçmez buradan
Eğrilmiş bir yolun çizgisine düştüm
Henüz yazılamamış bir öykü kadar uzağım sana
Duvarlardan dökülen boyalar sararıyor ömrüme
Artık tren geçmez buradan
Bir ihtimal Ferhat’ın deldiği kayaların arasından bir su gelir
Teneke kutulara diktiğimiz çiçeklere
Su vermeyi unutma
5.0
100% (2)