2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
431
Okunma
taşlı yolların üzerinden topladığım
anılarımı satlığa çıkardım
yaşam öylesine ağır şimdi
gözlerim beni terkettiğinden beri
kırık bir mezar taşına döndü yüreğim
kör köpekler gibi koklayarak buldum kıyıları
yekpare terkerleklerini parçalayan kağnılar
yeryüzünün son masumiyetini
de alıp yanlarına geçip gitmiş
balıkların çoktan terkettiği suları
yeni bir hikayeye başlık olabilirdi yaşananlar
velakin
ilk yağmur damlalarının ardından
iklim bizi arkası kesilmeyen muson’lara terketti
filmlerin sonunda ölmesi gereken
başrol oyuncusu gibi kaldım tek başıma
herkesi öldürmüştü bir uğursuzluk silsilesi
hoşçakal diyeceğim kimsem yok
bulutlarda ki su damlacıklarıyla vedalaşıyorum
evvel zaman bilginlerine göre
kaybettiğim ağıtlarımın arkasından
dağın öte yanına geçme vakti
güneşin peşinden bir ılıklık arayan
ellerim de kalan
bir avuç hüzün ve yokluk
son kayığa binmeden önce
koyacağım bir ağacın gölgesine onları
toprakların çatlamış susuzluğuna
5.0
100% (6)