2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1863
Okunma

Kar üstünde yansıyan güneş
Dönmeseydi geriye kör olurdu bütün gözler
Gel otur yanıma
Sana kendimden bile sakladığım gizlerimi anlatayım
Makina seslerinde gidip gelmekte gece
Ve toprak testiden sunulan şarabın
Esrikliği yapıştı dilimize
‘Deniz Ülkesi’nden esiyor aşkın yeli yine
Sergi Sarayı’nda Çaycı Kızlar sergisi
Ağa asılan balıkçı adamın resminden uzatıyor elini
İçinde genç kızların körpeliği dolu bardaklar
Bir ressam
Saklıyor düşüncelerinin ince kıvrımlı dehlizlerini
Şehrin ıssız mahzenlerinde
Dışarıda sadece sokak lambaları
Göz kırpıyor sarhoş naralarına
Ve saat deliriyor
Göz kapaklarıma yapışan uyku perileriyle
Terkediyor rüyam beni
Karşı balkonda gazeteyi sesli okuyan amca
-Artık buralarda apartmanlar dip dibe-
‘Bir kamyonun tekerleğinde yuvarlanıyor
Ülkenin geleceği’diye yorumluyor okuduğu haberi
Sanırım Susurluk’ta ortaya çıkan kontra-gerillayı kastediyor
Kevgire dönmüş bir duvarın önünden geçiyorum
Kurşun yaraları sargısız
Gökyüzüne astığım yazamadıklarım dökülüyor
Kadıköy seferini yapan bir vapurun güvertesine
Bizde duyguları saklamak yiğitlik gereği
İşte.. özlem falan
Güneş ışığının hayal değirmeninde yapıyorum ekmekleri
Dağıtıyorum umutsuzlara
Şiirlerde büyütüyorum seni
Yatırıp Çukurova’dan alınmış bir avuç toprağa
Bir gece yarısına düşüyorum umarsız
Sana özlemim içimde bir yara
Aksa kanım taşacak okyanuslar biliyorum
Uzayacak yollar kör kütük sarhoş
Ne iş telaşı ne şehrin temaşası
Omuz omuza geçiyoruz bir meydandan
Gelecekten konuşuyoruz
Belki alamayacağız bu yarışı
Düşecek parçalarımız birbirinden uzağa
‘Tamirci Çırağı’nı dinliyorum ben hala
Ama sen yoksun
İstanbul’u sis kaplamış martılar şarkı söylemiyor
Ve ben
Seni özlüyorum her gün biraz daha fazla
5.0
100% (4)