DERLEMELERİnsan çölünün en kuzeyinde Kağıttan kayıkların altından geçiyor diyalektik Zamanı taşıyarak ırmaklardan Kaldıracın öbür ucunda okyanusları taşıyan dünya Hep ağır basıyor benden taraftaki sevdalı bulutlara Kendimi iknaya bir ses arıyorum, kısa şiirselliğin uzağında “karşıdaki taş köprüyü geç, ikinci söğüt ağacından sola dön. Ne görüyorsun şimdi?” Geride bıraktığım çocukluğum orada mı hâlâ Göz yaşlarımı kattığım çeşmenin yanında Kendimi bırakıp gidişime mi ağlıyor Bu yüzden sarhoşluğum Bu asfalt Çiçek kokularının yerine Genzimizi yakan bu amonyak Umudu yitirmek yakışmaz yine de Akvaryumdan bakan balıklar gibi; alık Kendimi tanımak için kendimle yatıyorum Sarıp kendimi duygularımın sıcaklığına Bazen ölüyorum kendimle Katmadan kimseyi tek kişilik bu duale Uzanıyorum bir tabuta Taşıyorum kendi kendimi her ölenle Dedim ya tek kişilik bir dual Soran ben, yanıtlayan ben Toparla benden geriye ne kalmışsa Buğdayı, balığı birde yaban eriğini Evin gölgesini Duvardaki dedemin resmini Hüzünleri sol cebine, sevinçleri diğerine koy Karışmasın birbirine Soluklana soluklana aşacağız şu karşıdaki dağı Ödünç aldığım ciğerlerimi Giderken ben götüreceğim Acılarım Ah! acılarım Sızlıyorsunuz kendi çaresizliğinizde Yeşilin sarıya dönüşünü andırıyor bu haliniz bir yaprağın içinde Fırtınalar patlarken yüreğimin bir köşesinde Son nefesimle elveda diyeceğim Güzel şarkıların son bölümünde hüzün sarar yeryüzünü |
Mubarek Ramazanınız Bereketli olsun…
Kutlarım…
.................................. Saygı ve Selamlar..