3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
1181
Okunma
Boğazıma takılı bir hıçkırık
Kırkbirinci düğümünde
Annem avuçlarından akan ırmaklara bakarak gitti
O zaten rüzgarla gelmişti
Galaksinin en hızlı eskiyen gezegeninde
Evsiz çocuklara dünyalar kurdu
Ve oyuncaklar getirdi
Süpürge püsküllerinden saçlarıyla
“En büyük dileğin nedir?” diye sorduğunda
Sakalını tanrıdan ödünç almış babası
“İnsan olmak”demişti yeryüzündeki insanlara bakarak
Bütün sevinçleri içine doldurup
Annem avuçlarından akan ırmaklara baktı
İçinde oynaşan balıklara
Meryem’in oğlunun çarmıha gerilmezden önceki merhametini
Yanına alıp düşündü
Zaten hersey bir yanılsamaydı
Çocuklar ölmeyi öğrendikten sonra
Çok öldüler
Annemin avuclarından akarak
Ağlayan topraklara düştüler
Ağaçların sesini duyuyor musun?
Kuşların susmasını?
Şimdi yenmezsek vahşeti
Annemi öldürecekler
Küçük kardeşimizi öldürdükleri gibi
Bizi doğurduğu için
Önce onu
Şimdi yenmezsek vahşeti
Yıldızı kaydığı yerden
Dileklerimizi tuttuğumuz yerden öldürecekler
Ve şiir ölecek
Kan akacak üstüne
Kimliklerimiz terkedecek yaşarken soğuyan bedenlerimizi
Yatacak çıplaklığımız yolun ortasında
Kanayacak
Tarifi yapılamayan duygulara kör olacak kırlangıç
Serçe yuvasına dönmeyecek
Biz aç kalacağız
Şiir ölecek
5.0
100% (6)