1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
850
Okunma
Kendi gerçekliğine aykırı bir duruş
Hayallerin içinde, ensemizde esen her serin yelin azrail olduğunu düşündürür
Ben eskiden bulutlar yapardım
Ninemin hikayelerini alır havaya bırakırdım
İnsanların en ıssız yanlarına
Sonra yağardı onlar en ıssız kalabalıklara
Birbirini anlamazdı kimse yanlış oynanan sessiz bir tiyatro oyunu kadar
Herkes birbirinin yüzüne bakardı
Yüzlerden geçen gölgeler bulut olurdu
Bazen hüzünlü
Bazende denilemez son zamanlarda hep hüzünlü
Bir ülke gidiyormuş gibi ellerinden
Buharlı lokomotiflere bağlayıp kendini
Aynalarda iç kırıklıklarımızı toplamaya zamanımız olamadan
Denizlerin altından geçerdi
Balıkların gözlerine bakarak
Hafızaları yokeden bir basınç
“pas tutmuş bir onur”dan daha çok
Çoğalırdı bulutlar parmaklarımın arasında
Bin parçaya bölünmüş hüzün ayrılık hikayesi olurdu
Ancak onlar kederlerle bin parçaya bölerler kendilerini
İspatlanamayan gerçekliklerin ispatlanamayan yokluklarıydı dün
Bir patikadan aşağı inerdik yağmur damlalarıyla
Ninemin hikayelerine tutunarak
5.0
100% (3)