0
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
621
Okunma
Suretime kapatılmış kapıların önünde
G/özümde yaş sinemde sızı
Bir eşiğin dibinde ses bekleyen abdallar gibi
Biraz mahzun biraz mahçup d/izlerim d/izlerinde
Cevabını bilmediğim nice sorular sormuşum
Kaşla g/öz arasında
Sessiz sedasız kimseye duyurmadan
Sinemden özümü çalar gibi
Sırra kadem basan bir hayatın girift gizlerinde
Gördüğüm her düşü hayra yormuşum
Üzerine simsiyah perdeler gerili
Gün yüzü görmemiş
Yüzyıllardır kayıp, kadim bir sırrı aralar gibi
Köşe bucak arayıp bulduğum izlerinde
Ne rüyalar görmüş ne hayaller kurmuşum
Yalın ayak yollara düştüğüm
Kendimi aradığım bir şehir gezisinde
Gülümseyin diyerek en mutlu anı yakalar gibi
Yiten bir ömrü yalansız çizdiğin eskizlerinde
Kadim bir heykel gibi öylece durmuşum
Özümü dipsiz kuyulara mahpus eden
Azatlık istedikçe kan revan yaralayan
Onulmaz dertlere salar gibi
Yüzüme çakmaktaşı misali çarpan sözlerinde
Kıvılcım kıvılcım tutuşup yanan kormuşum
Bir akşamüstü
Hüzünlü bir şarkı çalarken eski radyoda
Gurubun yangınında ufka dalar gibi
Baktıkça derinleşen gözlerinde
Vurgun yeyip kirpiklerinden sahile vurmuşum.
Muhammed Mehmet GÜL
5.0
100% (3)