0
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
545
Okunma
I-
Siyah beyaz bir fotoğraf fısıldadı kulağıma
Bir ikindi vakti
Çıkmayan bir düşün bahtıma düştüğünü
Artık karabasanlara teslimdir rüyalarım
An be an bilirim
Yeniden üzerime binbir derdin üşüştüğünü
Şimdi kar eylemez hiçbir teselli
Gayrı gün geçer... İçim geçer bir kuytu köşede
II.
Kır saçlı bir forsa oluruken rüyalarımda
Rota bilmem yön bilmem
Bitmez olur seyrü sefer kollarında rüzgarın
Benim suskunluğuma inat
Çığlık çığlığadır martılar üzerimde
İçimde çoğalırken sahili özleyen imbatlar
Apansız vurgununu yerim azad bilmez efkarın
Gayrı bir dalım sürgün verir bir dalım sürgündedir.
III.
Ünlerim sağır kuyulara gözlerim kör olmuş gibi
Uzak, kadim diyarlardan
Sıcak bir yel eser dağımda kar erir, ben eririm
Geri dönmek istedikçe sarhoş adımlarım
Bir saçak altında gölgem düşer toprağa
Ruhum yerle yeksan olurken
Ufuklardan bir ses bekler, gülümserim
Gayrı elimi altına soktuğum taşlar yıkılır üstüme.
IV.
Bilen bilir bana böyle şarkılar dokunur
Dilim, kadim bir yeminle mühürlüdür
Dinlerken gözlerimden okunur kaderim
Kulağımda çınlarken o mahzun keman sesi
Takvimler, tarih tutmaz olur
Damarlarımda at koştururken kederim
Silüetim yavaşça kaybolur aynalardan
Gayrı kirpiklerimden yaşlar süzülür hatıralara.
Muhammed Mehmet GÜL
5.0
100% (2)