1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
344
Okunma
ÖMRÜN BAKİYESİ
Dilimde kadim şiirler
Elimde bir deri kırba,
Vurdum sahralara kendimi
Kumlar arasında kayıbım, fırtınalar içinde...
Yol bilmem, iz bilmem
Leyladan gayrı söz bilmem
Gecem gündüzüm,
Gülen yüzüm yok
Gölgem ki asırlardır çöllerde görünmez
Dolaşırken yarın sayesinde
Boğulurken firakın girdaplarında
Başkası değil,kendi ellerimle...
Elemi cem eyledim
Hüznü em eyledim satır satır
Kaç zaman oldu
Kimse bilmez
Yalnız ben...
Bilirim hicranıma sebep
Yüreğimdeki tarifsiz hardır
Gönlümün kayıp hikayesinde
Kalbim yitik sevdaların esiriyken
Hatıralar resmi geçidinde
Şiirlerim hece hece esrir
Ortasında bu bitimsiz sarmalın
Ömür kısalır
Yollar uzadıkça uzar
Vuslat yok,
Ümitler yerle yeksan
Yaşasam da hayatı gün be gün
Ruhum gamdan ölme gayesinde
Dört bir yanım acı ile kuşatılmış
Tutunacak kuru dalım yok
Halim, mecalim yok
Buhranlar içreyim
Kafeste kuş gibi
Gülizarı ölesiye özlerken
Gözlerken, bakır renkli afakı
Kapanan pencerelerden
Canhıraş adını ünlerim harf harf
Nice şiirin kafiyesinde
Tutuşurken bakışlarım çakmak çakmak
Toz duman bürürken yollarımı...
Büyüdükçe büyüyen bir yangının uhdesinde
Aht ederim ah ile
Ah ile eyvah ile
Kabuk bağlayan yaralarım
Kan revan içinde
Kangrene dönüşürken apansız
Yine akla düştün yaş olup gözden düştün
Bu firkatin sene-i devriyesinde
Elem ateşi kurşun gibi değerken sineme
Yürürüm kollarımda zincir
Ayaklarımda bukağı
Sürürüm bedenimi hissiz kaldırımlarda
Sessiz sokaklarda menzil görünmezken
Derman istemem kimseden
Aylar yıllar değil, asırlar geçse de
Bu dert ile hem halim
Ölsem de kederimden, razıyım kaderime
Ne kaldı ömrün bakiyesinde.
Muhammed Mehmet GÜL
5.0
100% (3)