GEÇTİ


Kalender bir agaç gibiydi ruhum
Yaprakları savrulup rüzgarda

Biteviye pervaz ederken

Saç sakal ağarırken hazan vakti
Takvimlerden nice kış geçti



Sükutu hayala uğrarken her dem kalbim
Ne feveran etti ne ah çekti

Hicap edip baki bir hüzünle

Büyük bir sessizlikle öylece kaldı
Sanma yüreğimden acı bir haykırış gecti



Hayaller aleminde dolu dizgin gezerken
Kırılmış aynaların karşısında

Kucak dolusu bir ümitle

Vuslat için beyhude beklerken
Elimize yeis kokan bir ayrılış gecti



"İstemem eksik olsun"
Çın çın çınlarken kulağımda bu eski tirat

Münzevi bir hayatın ortasında

Siyah beyaz fotoğraflarda gözlerim dolarken
Bir anda yanımdan onca tanış geçti



Çıkmaz sokaklarda
Unutulmuş şiirler terennüm ederken

Müteessir bir eda ile köşede durdum öylece

Deveran ederken hafızamda tüm hatıralar
Önümde yavaş yavaş utangaç bir bakış geçti



Aşılmaz bir hicran ablukasında olsam da
İliklerine kadar yeis...

Efgan sinmiş bir haleti ruhiyenin içinde

Sunturlu küfürler gelse de dilime
Sanma dilimden kargış gecti



Canım yansa da badirelerden ses etmedim
Vaveyla etmedim köşe bucak

Kalabalığın içinde münferit bir halde

Sittin sene geçsede
Gözlerimin önünden sanki bir göz kırpış geçti



Kah yitirilmiş kah bulunmuş bir hayatın
Cılga yollarında yürürken sessiz sessiz

Pejmürde şiirler düştü dilime

Tutuldu nutkum avazım kesildi
Karanlık gecelerden bitimsiz bir ağlayış geçti


Muhammed Mehmet GÜL