Hasretini çektiğim gül yüzlü dostum
Dün gece zıkkım girsin dünyanın içine deyip mekânına vardım.
Oyana baktım yoksun buyana baktım yoksun.
Sordum, çok yaraya az teselli diyen pire Nejmi’ye
Nerede olum patron?
Haberin yok galiba abi
Hayırdır olum?
Seninkini içeri aldılar, dedi…
Neden?
Oda kel feti gillerdenmiş abi!
Siktirgitlan işine
Benim gakgomun keltoşlarda işi olmaz olum.
Başladı yemine
O yemin ettikçe ben ona sövdüm.
Yalan atıyorsun
Benim tanıdığım Cafo adamdır olum
Değil keltoşa, en kralına bile bel bağlamaz.
Nerden biliyorsun?
Ben adamın ağzına baktım mı kunciğinin deliğini görürümde ordan.
Parazit bağırsaklı değil olum Cafo
Adam gibi adamdır
Beni kandırma boşuna, nerede?
Bunu duyunca odasında kafa demliyor, dedi.
Allah şeytanı boşuna yaratmış oğlum
Sen varken şeytana hacet yok diyerek söylene söylene vardım kapısına.
Elinde bir beyaz kağıt ile kalem masasında da bir büyük vardı.
Danışıp danışıp yazıyordu ona.
Selam verip oturdum yanına.
Çocuklar dünyayı alacaklar elimizden Nazım amca…
Ölümsüz ağaçlar dikecekler diye mırıldanıp duruyordu.
O kadar çok dalmıştı ki, Alekimeselam bile demedi bana.
Alooooooo…
Ne oluyor, yaşıyor musun Cafo!?
Dediğimde irkildi ve kusura bakma küre dalmışım dedi.
Ne dalması olum uçmuşsun sen
Yok yav daha yeni başladım
Munzur’a salıncak kuran çocuğa şiir yazıyordum
Çiçekli yaz bahar gelse bana ne diyor gakgo
Kışın darını anlatıyor zavallım
Sevda türküleri okuyarak uçsuz bucaksız yamaçlarda…
Uçurtmamı vurmasınlar
Kuşları da!
Senin şair yönünün olduğunu bilmiyordum usta!
Varsa böyle bir marifetin bana da yaz bitane.
Ne istersin?
Sekiz çocuklu Necmiye ablanın çocuklarından çektiğini.
O kim olum?
Sana ne
Sen yaz yazabiliyorsan.
Git işine, kafa bulma benimle, dedi.
O zaman sen zıkkımlanmana devam et bende gidip
Sekü külbeleyip maya söyleyeyim diyerek ayrıldım yanından.
Saygı ve sevgilerimle.