1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
443
Okunma
Bir akşamüstü, şehrin eski kahvehanelerinden birinde, dostlarla yapılan sohbetin sıcaklığı yüzlere vuruyordu. Kahvenin duvarlarına sinmiş yılların kokusu, masadaki çay bardaklarının buğusuyla birleşip havada asılı kalmıştı. O sırada, şehrimizin sevilen bir büyüğü, usulca anlatmaya başladı:
"Yıllar önce, Elazığ’da Alevi bir ustam vardı, Rıza Usta. Öyle bir adamdı ki, ondan gelen faturayı hiç kontrol etmezdim. Ne yazmışsa, gözüm kapalı öderdim. Ama diğer ustaların faturalarını hep didik didik inceler, öyle ödeme yapardım."
Bu sözler, kahvedeki herkesi bir anlığına susturdu. Gözlerim, o an masanın üzerindeki çay kaşığında kendi yansımamı aradı. İçimde bir sızı, bir özlem uyandı. "Kurban olayım dayılarıma ben," dedim içimden, "kendileriyle ne kadar gurur duysalar azdır." Ama sonra, bir anda kendime döndüm. Kendi halime bakınca, acınası bir gerçekle yüzleştim: Dürüstlük ve itibar, öyle kolay kazanılmıyor.
Rıza Usta, sadece bir usta değildi; o, bir ahlak abidesiydi. Onun bıraktığı intiba, bir miras gibi nesilden nesile aktarılmalıydı. "Sen sen ol, oğlum," dedim kendi kendime, "Rıza Usta gibi adamların izinden gitmeye bak." O an, hayatımı gözden geçirdim. Kendi çocuklarımın, bir gün benim arkamdan böyle güzel sözler söyleyebilmesini hayal ettim. Gözlerim doldu, ama umutla doldu.
Herkese, özellikle de kendime, bir çağrım var: Gelin, Rıza ustaları çoğaltalım. Çünkü bu dünya, dürüstlüğün ve itibarın ışığıyla güzelleşir Canlar.
Saygı ve sevgilerimle
Allah rahmet eylesin Rıza Usta!
Bunu neden anlattım?
Dürüstlüğün Alevilik veya Sunnilikle alakası yok. Dürüst insan dürüsttür.
Ancak, bu bir kültür ve ahlak meselesidir.
Rıza Ustanın dedesi torunlarına ‘’ ELİNLE KOYDUĞUNU YERDE DE BULSAN ALMA’’ diye öğüt verirken, benim Atam, ‘’ EL ÇALIŞSIN SEN YİYESİN OĞUL’’ derdi.
Sıkıntı insanda değil, Ahlaktadır usta!
Yani demem o ki; Mesele insanın inancında ya da kimliğinde değil, ahlakında ve karakterindedir. Rıza Usta’nın bıraktığı miras, sadece faturalarda değil, insanların gönüllerinde kazandığı güvenle ölçülür. Bu mirası çoğaltmak hepimizin elindedir. Çocuklarımıza, torunlarımıza bu değerleri aktarmak, onların da bir gün arkamızdan güzel sözler söyleyebilmesini sağlamak, belki de en büyük sorumluluğumuzdur!
Kalın sağlıcakla.
5.0
100% (1)