0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
848
Okunma
Umursamıyorum artık, perçemi mavi kızın giyemediği beyaz gelinlik için kurduğu hayalleri Anne!
Kerpiç damda yaşamaya alışmış Huriye teyzede umurumda değil ömrü gecekondularda kiracı olarak geçen sekiz çocuklu Necmiye ablada.
Kızma bana anne!...
Başkasından duyup ta kızma diye kendim yazmak istedim sana.
Kestim mümkünümü kestim çarelerimi.
Merekte mi yoksa evinde mi Hasan emmi diye düşünmüyorum artık.
Geleceklerini kendime dert ettiğim gençler üzüyor biraz, hepsi bu anne!
Nedenini sorma
Açılırsa susmaz benim ağzım.
Bu yüzden kısa kesip gidiyorum.
Üzmeyecek, üzülmeyeceğim.
Sana söz veriyorum anne!...
Kim kendine neyi layık görürse öyle yaşasın.
İster maşa olarak isterse paşa olarak!
Allah çarşılarına hayırları pazarlar versin.
Ben, canım sıkıldığında yakacağım bir sigara, aklıma geldiğinde de çektikleri aklını kullanmadıkları için ömürleri hep mürai gibi geçenler, yıkılacağım Topal Sılo’nun mekânının dalda bir köşesine keyfime bakacağım.
Yapamazsın, ben seni böyle yetiştirmedim, deme anne!...
Kenar mahallelerin günahsız ama bir o kadar da sorumsuz olan başkalarına layık gördüğü şeyleri kendisine layık görmeyenlerden bıktım!
Başkası gülsün diye kendi acılarını saklayarak yaşamak mıdır onların hakkı?
Evet anne!...
Onlar böyle alışmışlar.
Ağam Süleyman paşam Süleyman diyerek avuçlarını avuşturmak gidiyor hoşlarına.
İnsanca yaşamak değil anne!...
Korkma!
Dua kapını kapatmayacağım
Hayvanlarla halledeceğim o işi insanlarla değil anne!
5.0
100% (1)