0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
81
Okunma
Buzul zamanların yoksulluğu ile sınanan güzel anam,
Bu akşam aklıma sen geldin.
Cemo’ya telefon açtım, işim var deyip gelmedi.
Ben de yol üstüne serdim ince bir hasır.
Zülfü ak gerdana dökülen güzel ile birlikte,
Efkâr sarmışken bedeni,
Sofra ve gönül yerde iken!
Kemancı sokaktan bir Pir gelerek oturdu yanımıza.
Hâl hatır sorduktan sonra öğrendim, Adıyaman Çelikhanlı olduğunu.
Kürtçe bilip bilmediğimi sordu:
“Ez huleme, baweteme, Kurmancî nizanım.
Ez Zazayeme, halo!”
Ardından,
“Türkçe bilmeyen anaların Zazaca bilmeyen çocuklarıyız biz, bize kıymayın.
Kerpiç damlarda doğdu isek
Ve analarımıza öğretilmediyse başka dilde konuşmak, bunun suçlusu bizler değiliz.
Baskı ve zulümlerinizle insanlığı heder eden sizlersiniz, beğim,” dedim.
Bunu duyunca tebessüm ederek, “Coğrafya kaderdir derler, yeğen,
Ben inanmam böyle kadere.
Herkesin sancısı başkadır, kurban.
İnsanı insandan ayırana yazıklar olsun.
Sedhınzar lanet olsun Yezid’e!
Yezid gibi yaşamaktansa Hüseyin gibi ölürüm diyenlere de selam olsun,” diyerek çekip gitti,
İsmini dahi öğrenmeye fırsat bırakmadan...
Saygı ve sevgilerimle,
Hoşça kal, halo!
5.0
100% (1)