0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
68
Okunma
Günlerden bir gün sohbet ederken Çingene dostum Cengo ile,
Önce güneş gibi doğup karşılık buldular, sonra güneşe perde çekip ışığından mahrum ederek sizleri karanlığa alıştırdılar.
Bilmiyorlar mıydı, Aydınlıkla karanlığın bir olmadığını?
Sizden ve benden daha iyi biliyorlardı elbette.
Lakin aydınlık gelmiyordu işlerine, karanlıkta hayat bulan yarasaların, deyip çekip gitmişti.
Peşinden koşarak yetişmeye çalıştım ona, derdinin ne olduğunu anlamak için.
Sessiz bir siyahlıktan başka hiçbir şey yoktu gecede, yıldız bile!...
Uzaktan çocuk sesleri geliyordu.
İki delikanlı güreş tutmuş gibi kafa tutuyorlardı köşe başındaki pavyonun önünde kerhane tatlısı satan Hamit dayıya...
Neyse ki mutlu bir adam yaklaşıyordu yanlarına, sevgilisi ona bir buse vermiş diye sevincinden havaya uçan bağrıyanık bir kırık!...
Dona kalmıştı peşinden koştuğumu gören Kirvem.
Görünce durdu ve var git işine dostum, ben Çingeneyim sende Zaza başımızı salma belaya...
Söyle esaret altında olanlara, tutsak olmak istemiyorlarsa karanlık yerine aydınlığı tercih etsinler.
Ve bıraksınlar Zeybek oynamak isteyen Zeybek
Kolbastı oynamak isteyen Kolbastı
Halay oynamak isteyen Halay
Delilo oynamak isteyen Delilo oynasın.
Yasaklar ve baskılar ile buna engel olurda herkes tek oyun oynasın derlerse bu ülkeye ihanet etmiş olurlar diyerek karanlıkta kaybolmuştu.
Bugün yine gördüm onu.
Şakalaştıktan sonra ’’DÖRT DUVAR VE BETON’’ içimde derin bir yaradır kirvem
Korkuyorum, Katran karası gibi çökmesinden ansızın gecenin.
Korkma, geliyor gelmekte olan.
Yüreklerde hüzün, yüreklerde acı,
Yüreklerde öfke ve yüreklerde olsa da sancı.
Güneş yeniden doğacak ve hepimize umut olup karanlık yerini aydınlığa bırakacaktır Cengo!...
Sen değil miydin bana gül uzatan
Şimdi daha çok gül at etrafına
Hem de KIRMIZI KIRMIZI,
Aydınlık bir Türkiye ve aydınlık bir dünya için deyip ayrıldık dostumla.
Saygı ve sevgilerimle karanlıktan kurtulmak için kararlı olan herkes.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.