0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
582
Okunma
"Erdi mi dumanlı başların göklere, mutlu musun bensiz Elazığ?
Döndü mü gün geceye,
Açıldı mı Agop’un meyhanesi,
Dizildi mi sıraya hovardalar?
Çatalkaya,
Kuş Gözü,
Dipsiz Göl,
Yaşıyor mu bağrında, yarından umutlu mudur Aşin?
İri Güllü,
Namıdeğer Beyaz,
Hayriye Hanım,
Çıkabiliyorlar mı Kayabaşı’na?
Mektupları taşıyor mu Telgrafçı Akif,
Okuyabiliyor mu Demircilerin Sıtkı Efendi deli gönlünce hoyrat?
Arap Baba,
Fet Ahmet,
Ankuzu Baba,
Memnun mu senden?
Türkü yakan kaldı mı eskisi gibi?
İT Yokuşu dar mıdır yine,
Okunuyor mu maniler,
Biliyor mu gençler Elazığ diki’ni?
Saray yolunda giden kız açtı mı yüzünü,
Yağız atı saldılar mı tarladaki kazıktan?
Köğengin ellerinde çimiyorlar mı çocuklar,
Yetişiyor mu Hafız Osman öğeler?
Konsun tabaklara mum, olsun ergenler, sıra insin davula, tokmak başlasın, ‘Çayda çıra’ diyebiliyor musun?
Hüsen Dayı nasıl,
Topal eşeğiyle iniyor mu Mezra’ya?
İcra eden var mı sazı sözü,
Süzülüyor mu dimağlardan ‘Ben Harput’tan çıktım, indim bağlara, Mazra’nın altında düştüm ağlara’ türküsü?
Aşina mıdır insanlar Bizim Bağın kıracına?
Hayali meşk olan kaldı mı yurdumda, yoksa iyice Araplaştınız mı?" diye sorup çekip gitti Çerpene!
Nur içinde yatsın.
Yaşasın Hüseyni fikirler,
Canına kurt düşsün Yezid’in!
5.0
100% (2)