6
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
1157
Okunma

(Düşlere çok borçlandım son birkaç bin yıl
nasıl ödeyeceğimi bilemiyorum
bütün (ger) çeklerim karşılıksız çıkıyor
sonunda kapıma ücra memurları gelecek
ve hiçbir şeyimi alıp götürecekler)
yukarıdaki beş dize hiç çıkmadı hayatımdan
dördüncü dizedeki şu ücra memurları var ya
onlar da hiç ayrılmadılar kapımdan
ölü taklidi yapıyorum geldiklerinde
üstüme basıp geçiyorlar acımasızca
paslanmış evler, ıssızlık sürüleri
yol üzerinde sıralanmış laf değirmenleri
sözcük davulcuları, bellek gardiyanları
saz çalanları tutuklayan suçlular
sahneden inmek bilmeyen politik fuhuş
çığlıklara sırtını dönen piyonlar
ayakları kırıldığı için yerinden kalkamayan vicdan
hüzün öyle hızlı koşuyor ki, yetişemiyorum
Itır’a anlatıyorum bütün bunları ben
elleriyle yüzümdeki öfkeyi siliyor
sonra gülümsüyor, saçlarını düzeltiyor
melodiler dökülüyor saçlarından
Itır benim evim
geçen gün
bana dudaklarını göndermiş bir mektupla
öp diyor, öyle öp ki uçurum tadında olsun tutku
birkaç şehir uzaktan seviyorum onu
caddeye iniyorum az sonra
hani şu kusursuz illüzyonlarla donatılmış büyük cadde
bazı sakıncalı şiirlerde adı sıkça geçen
duygusuz kalabalığın içinde birbirine değmeden yürüyen
bir Itır’ı olmayan insanlara bakıp bakıp üzülüyorum
üzülme diyor basın açıklaması yapan bir karanfil gibi
aşk yüzünden yakılacaklar listesinde isimleri yok onların
5.0
100% (8)