3
Yorum
15
Beğeni
5,0
Puan
791
Okunma

anlamını arayan savunmasız bir sözcük
ayakları sekerek dolaşıp duruyor zihnimde
tehlikeli hatırlayışların taşlarına çarpıyor
gerçeğe uğramadan geçip giden hayalleri izliyor
kanun kaçağı bir ırmağa dönüşüyor zihin
ırmakta akan su değil;
suyun gölgesinde gerçeğin parçalanışı
ve bitmek bilmeyen kırılma etkisi
arayışa aşık olmuştur anlamını arayan sözcük
insana değil toza sormuştur bilinmeyeni
cevapların zindanıdır çünkü insan
bilinmezliği tanrı yapmıştır kendisine
bilinmezlik biliniyordur aslında
sadece bilmezlikten geliniyor
şimdiki zaman ezilenler için geçmişin toplantı salonu
ezilenler ezilmeyi şaka sanıyor
ama hiç gülümsemiyor ezilenler
onlar unutulmuş barakalarda sessizce
sessizce sessizce sessizce sessizce
şimdiki zamanın tanrıları için yapılan savaşları izliyorlar
şimdiki zamanın tanrıları:
(G.O.D: Gold, Oil and Drugs)
altın, petrol ve uyuşturucular
böyle bir çağda gülümseme etkisi yaratan tek şey
aşırı dozda düşe maruz kalmak
yürümek koşmak istiyor aşırı düşler giyinen sözcük
bastığı yer ayaklarını yakıyor sözcüğün
çünkü sırtını dönmüştür ona ölümüne aradığı anlam
yine böyle ateşten bir gündü
imgeden yapılmış çocuklarının gözü önünde
şairlerin asıldığı karanlık bir ülkeydi
seslenmiştim o uçurumlar ülkesinden avazım çıktığı kadar:
yolculuklarımı kim aldıysa yerine koysun!
ses çıkmadı kimseden asırlardır
hislerin zindanıydı insan
unutmuştu yüreğiyle konuşmayı
insan değil boşluklar konuşmaya başladı yüreğiyle
çukurlar oluştu yolculuklarımın çalındığı yerde
çukurlarda iptal edilmiş çiçeklerin umut olma çabası
oturup bir film izledim yüreğiyle konuşan boşluklarla
şöyle bir şiir geçiyordu filmde:
“yaşamak çukur yerlere doluyor diyorlar
bu yüzden yıkıntıya dönüşse de yaşıyormuş insan
ama hep yıkıldığımız yeter sevgilim, biraz da kekik toplayalım
kıymetini bilmediğimiz şeyler var”
kapı aralığından bakıyor düşsel gerçeği arayan sözcük
ışıl ışıldı ama çıldırmış insanlarla doluydu “umutma çölü”
sonra bir cümle sızdı o küçük aralıktan
kıvrılıp içeri girdi:
“gerçeğin yerine neyi koyarsan o senin gerçeğin olur”
zihnindeki çukurlara bakıp gülümsedi sözcük:
görmüştü; yaşamak çukur yerlerden yükseliyordu
(Barış Bıçakçı, Bir Kitabın Sayfaları)
5.0
100% (8)