2
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
383
Okunma

üşümüyorum, kalın köyler giydim üstüme
hasar almadan geçirebilirim yaklaşmakta olan kışı
bir yaz daha geçti ama telaşa gerek yok
bir yaz nasıl geçmesi gerekiyorsa öyle geçti
şu gördüğün şeyler beni tüketen insanların izleri
zihnime hücum eden endişelerin yankısı
keder yapımında kullanılıyor o izler, korkma dokun!
birkaç fikir sonra kelimelere dönüşüyorlar
derinliğin kapısına bırakıyor onları görünmeyen bir el;
nefes alabilsin diye dünyanın bütün hassas kalplileri
hayır üşümüyorum, kışlıklarımı çıkarmıştım geceden
kışlıklar kendini çiçek sanıyor evin içindeyken, nasıl da iyi bu!
caddeler boyu tel örgüsü oluyorlar dışarı çıkınca
üşümüyorum, kalın düşler edinmiştim geçen yıldan
onunla idare edebilirim birkaç ay
hüznün yaydığı ısıyı kullanıyorum soğuk havalarda
yetenekle ilgili bir şey bu, herkesin aklına gelmez
en iyi konuşmacıdır hüzün hislerin toplantı salonunda
birazdan kâğıttan şehirlerin öyküleri başlayacak
beraber izleyelim yeryüzünün yatağına uzanıp
öykülerde kurşun yok çıkarabilirsin üstündeki çeliği
derinlikten korkma, ışıkları ve kapısı hep açık, dokun!
istediğin zaman çıkıp geçebilirsin o ölümlü dünyaya
seslenmen yeter koşarak yardıma gelir bütün kelimeler
cümlenin içinde dağınık olmalarına aldırma anlamların
seni alıp herhangi bir hiçliğe götürebilir bilinç akışı
korkma derinlikten, dokun oradaki yasak sözlere
çünkü sen ismini arayan kadınlar ülkesinden geldin
ve yenilginin kalbine düştü dudaklarındaki nem
seni asla anlamayacak yüzeyde gezenler
asla göremeyecek ruhundan havalanan kuşların düğününü
yüzyılın ağzında ufalanıp duracak normal insan
kum tanesi kadar ağırlığı olacak yanlış inanışlar çölünde
birazdan hiç söylenmemiş şeylerin sahnesi başlayacak
beraber izleyelim barikatı parçalayan seslerin yürüyüşünü
5.0
100% (7)