5
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
928
Okunma

örneğin yol çalışması yapılan bir yolda yürüyorum
kum taneleri ve ekonomi de arkamdan geliyor
öldürülmüş kalpler ve boşluk duygusu durur mu
onlar zaten dünden hazırlanıp giyinmişler
“hissetmek fiili” de atının üstünde eşlik ediyor
zatıalileri yürüyemezmiş bozuk yolda
bütün bu hareketlilik günbatımının çağrısıdır
sonradan aramıza katılan ekspresyonizm
“gerçeğin biçimini bozmalıyız” diye fısıldıyor kulağıma
avuçlarımın içine damlatıveriyor isyan kelimesini
öyle daralmışım ki adaletsizliğe tanık olmaktan
kalabalığa doğru bağırıyorum içimden:
“siz kimsiniz lan!”
sesim yankılanıyor sefalet ülkesinin koridorlarında
kimse cevap vermiyor, zaten kısacık sürüyor yankı
yarım asırlık kısa bir yankı nedir ki sonsuzluğun gözünde
ve şöyle yazıyordu yol çalışması yapan silindirin arkasında:
“umut kısa kumlar uçuyor
sen gözüne kaçan kumları hatırla”
örneğin getirilip şu yüksek koltuğa konulmuş
iliştirilmiş bir adamın gözlerindeki ışıltıya bakıyorsun
nerede duracağını bilmeyen yalanlar konvoyu
rüzgârın oyuncağı olup da savrulup duran “kur”
bütün kutsal kitaplar yazıyor; kur hakkı yemek günah!
üstüne alınan yaşlı ekonomi homurdanarak
“beni anlamaya çalışma cano!” dedi
her şey o görünmeyen el tarafından yönetiliyor
sesim duyulmadığı için duvarlara yazıyorum artık
duvarların da ışıltısı vardır
insanların yoktur belki ama duvarların vardır:
“her çağa bir Paris Komünü
bir de Terzi Fikri lazım”
yazıp ayrılıyorum zihnin tehlikeli sokaklarından
sakinliğimi temizliyorum, yine çok kirlenmiş
yeni bir devrim müziği yapıp yaymak istiyorum
sosyal medyadan başlayacak her şey
oradan fabrikalara, tarlalara, köylere, madenlere
limanlara, dağlara ve alanlara uçuşacak melodiler
dünyanın bütün notaları, birleşin!
geçen gün kovulmayı göze alarak
küçük bir konuşma yaptım işyerinde
oldukça okunaklıydı
arada “örgütlülük!” dedim kocaman harflerle
sonra “birleşe birleşe!” yi yerleştirdim bazı yerlere
yüzüme baktılar şaşkınlık dolu gözlerle
“susma, sustukça sıra sana gelecek!”
diye slogan bile attım konuşmanın sonunda
sayfalarca gülüşüp uzaklaştılar yanımdan
bir tarikat üyesi memur olan Hikmetullah gelip:
sizin şu dürüstlük ve azminize bayılıyorum, hahaha!
keşke bizim tarafta olsanız inşallah
hayret ediyorum o kadar çalışkan ve doğrucusun
neden Allah yolunda değilsin, dedi
“beni anlamaya çalışma!” dedim Hükmetullah’a
her şeyi görünmeyen bir kıvılcım yönetiyor
(Hikmetullah’ı çocukluktan beri tanırım
babası ona Hekmetullah biz de Heko derdik
şimdi hükmetullah kıvamında
eli ayağı düzgün iyi bir yoksuldu eskiden
ortaokuldan sonra bir tarikatın kucağına oturdular ailece
malı mülkü serveti olan zengin bir memur şimdi)
sırtıma devasa çivilerle çivilenen ıssızlık örneğin
o da görünmüyor, durmadan anlatıyorum, görünmüyor
bazen biçimini bozamadığım gerçeğin sesiyle
bazen küçük düşler kumbarasında biriktirdiğim şiirlerle
üşüdüğümde polen bulutlarına yüklediğim öykülerle bazen
papatyalar patikasından topladığım imgelerle
bezen de soyut refleks veya dramatik buluntularla
yine de görünmüyor ama hep orada ıssızlık
hislerin yönetmenidir o
durdurulamayan bozuluşa rağmen ilerleyen hislerin
bütün bu anlatılamayan şeyler günbatımının çağrısıdır
5.0
100% (7)