4
Yorum
19
Beğeni
5,0
Puan
697
Okunma
sancı bedende yer değiştirip dururdu
bulunmak istemezdi, sancının oyuncağıydı zaman
ve boşlukta dolaşırdı sahibini arayan yenilgi
her dokunduğu insana lekesini bırakırdı
böyle oluşurdu kuşkunun eşlik ettiği kaos
ama kaosun içinde saklanan bir güzellik vardı
masalsı şehirler tadındaydı onu arayış
varoluşun en yüksek tepelerinden izlemiştik arayışı
dünya tıkandığında yeni anlamlar çıkar gelirdi
hiç boş kalmazdı zihnin toplantı odası
alev alev olurdu avuçlarımız
her dokunuş hislerin okyanusu
masumiyetten yüzü kızarırdı anlamın
sen düşten döndüğünde düzelirdi bütün cümle düşükleri
bağımsızlığını kazanmış bir toprak parçası olurdu çıplaklığın
yaşam; keder ve neşenin düellosu
kim kazanırsa kazansın gelip aramıza uzanırdı hüzün
yüzümüz asılırdı ama yine de kıyamazdık ona
temsilcisiydi o hassas yüreklerin
aşk uyarırdı bizi çoktan gitmiş olurduk;
lekesini bırakmaya geldiğinde boşlukta dolaşan yenilgi
sonradan öğrenirdik; “olay yeri, girilemez”
şeridinin çekildiğini seviştiğimiz yerlere
o gün bugündür taşıyoruz bu serçeden hisleri
çünkü o hisler vatandaşlık talebinde bulunmuştur kalbe
çünkü gerçekliğin kanseriydi artık dünya
ve en güzel kanun; "her düşten dönüşümüzde
görmekti insanların yüzündeki bulutların nasıl dağıldığını"
sonra gelip yalnızlığımıza uzanırdı arayış
gittikçe yakınlaşırdı kaosun içinde saklanan güzellik
5.0
100% (10)