15
Yorum
57
Beğeni
5,0
Puan
6143
Okunma


Postacısını Kaybetmiş Zamandayız..
Güzel bir günün ileri saatinde bir köşeye oturmuş
sevinç, heyecan, özlem ve telaşlı duygularla düşünüyorum..
Düşünürken yüzüne düşen özveriyi, duyarlılığı, sorumluluğu ve
sevimliliği hissediyorum..
Böyle olunca devrim hediye etmek geçiyor içimden..
Bolkeseden, vagonlar dolusu umutlar armağan ediyorum..
Oysa sen, hünerli ellerin ve muazzam düşgücünde
kelimelerinle hayat verdiğin yaşamların varlığına dair
mütavazi övgümü çok görüyorsun..
Oysa ben seni en çok o insanlaşma bilincinde düşlüyorum..
Bazı geceler birden, ansızın posta kutusuna düşen mektuplarımız
gibi sevinçle düşlüyorum..
Emirgan’da martılara ve yolcu gemilerine seni anlattığım gibi
düşlüyorum..İnsan birini böyle düşlüyorsa onun her bir harfinden
ne cümleler kuruyor, ne öyküler tasarlıyordur en iyi sen bilirsin..
Olsun, özellikle bu Cumartesi bolkeseden vagonlar dolusu
umutlar armağan ediyorum sana..
Bugece, annemin yıllar boyunca bana anlattığı
en güzel hikayelerdeki gibi olmasını istiyorum..
Bazen aklındaki bazen sayfalarını nezaketle çevirdiği
kitaplardaki hikayelerden..
Resimli kitaplardaki deniz fenerini yanaklarıma yakınlaştırıp
denizin kokusunu başucuma bıraktığı gibi bir gece..
Hadi, sende yasla başını çocukluk omuzlarıma..
Cumartesi’ye gidiş yolumuz açık olsun..
’’Her pepug kendi dilinde öter en iyi
ve en iyi kendi dağlarında uçar’ derler
Oysa dilden dile dolaştıkça büyür aşk
yüreğinle şiirselleşir
ellerine/ gözlerine değdikçe güzelleşir
sen, yağmurdan sonraki ışıltı/
sabah olur/ akasya ve leylak kokularında
sesimiz karışır İstanbul sokaklarında
bolkeseden seviniriz gemilerin limandan ayrılışlarına
Cumartesi’ye gidiş yolumuz açık olsun
.....
Geçen hafta bir kargo aldım Deniz’den..
Kargo çok önce gelmiş aslında fakat postacı bana ulaşamamış..
Postacısını kaybetmiş zamandayız derken
alıcısını kaybetmiş postacıya rastlamak ne tuhaf..
Yüzümdeki şaşkınlığa anlam veremeyen postacıyla bir
anlık göz göze gelmemizin ardından yine aynı derinlikte
anlamsız bir tebessüm içinde karşılıklı bakakaldık bir süre..
Deniz, bana nispet olsun diye Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler’i
göndermiş..Virginia Woolf’un Deniz Feneri,
Kafka’nın Dava’sı, Marcel Proust’un Kayıp Zamanın Peşinde’si,
Albert Camus’nun Veba’sı ve Yalçın Hafçı’nın Şehla Balıklar Denizi’ini..
Her kitabın içine bir birinden güzel notlar yazmayı da ihmal etmemiş..
En çok ilgimi çeken bir notta şöyle diyor;
’.....Sesimin içiyle konuşuyorum seninle
Cumartesi’ye gidiş yolumuz açık olsun’
Söylesene hangi sudan aktın sen böyle, hangi mevsimsin..
Eylül’le gelensen yapraklarımı birer ikişer dökeyim..
Temmuz’lu mevsimsen en çok sana susayım..
.....
Yazılmasa yaşanmayacak aşk kalemin gücüyle hayat bulabilir mi ve insan
kendi yarattığı birine aşık olabilir mi yazıp da?..
Yazanın coşkusuna umut taşıdığı için mi yazılır mektuplar da?..
Bu kelimenin diyaloğunu kursam bir monolog uzar gider içimde..
Kendimi özlediğim bir kentte hangi diyaloğu kursam, kurgulasam
hep bir monoloğa dönüşüyor..
Palyaço’nun trajedisi’ni okudum dün gece;
Denizin altında yirmi bin fersah gitmesine rağmen Naitilus’a
rastlayamamış..İzleyicilerin dediği gibi kırk vagonlu,
kırk kompartmanlı, kırk kapılı bir kara tren gezisiydi hayatı..
Palyaço’ya üzüldüm sonra, İçimden sessizce
Cumartesi’ye gidiş yolun açık olsun dedim..
Düşsüz bir uyku istiyordum..Uykumda kaçırdığım yağmura
üzülmüşlüğümle uyandım..
Öyle sabahlarda bazı yaprakların tutabildiklerine bakıyorum..
Kimi yeşil, mavimsi, sarı damla.
.....
(Söylesene hangi senden geldin bana..
Hangi sudan aktın, hangi mevsimsin böyle..
Hangi zamanın sevdası böyle; Umut mu özlem mi,
yoksa beni sana bulvar bulvar,
duvar duvar aşk mı yazdı?)..
Aralık-Mart 18..D.G.
Sen bu şiirin en nazlı imgesisin
Rüzgar kaçağı yıldızlar gözlerine sığınan
Saçlarında mimoza kokusu
Bir düşü bir anda yaşar gibi
Elimizde fırçalar boyalar sürüyoruz gökyüzüne
Üstelik yağmur çiselemekte
Üstelik Cumartesi
Az sonra uzak sularda denizler menekşelenir
İflah olmaz bir çağda
Seni düşünüyorum/ yaşıyorum diye
Alt yazı geçiyor ajanslar
İçimden dışıma kuşatılmışım
Tebessümüm de hayta bir rüzgarın esintisi
Sanki suçortağım
O kadar benziyoruz bir birimize
Sen bu şiirde baharlar biriktirdiğim
En olmadık mısrada erguvan kokan yanı
Gözlerinden bakınca dünyaya
Bir çiçeğe bölünmek
Bir çocuğa
Bir balığa
Bir kuşa
Aşk deyince
Aykırı bir tarih gibi çarpar kalbim
Avare kalbim
Nergis toplar
Bahçelerden
Hesapsız ve koşulsuz
Kirpiklerine bağlıyorum özgürlüğü
Sen bu mektupta
Gökyüzü boyunca sarıldığım
dile getirilemez bir çekiciliği var gülümseyişinin
Ey! tutkunun atardamarı
Yalnızlıktan sararmış mektuplar
Umut herşeyse
Umud ediyorum
’Yan yana ayrı yazılır biz hep sımsıkı olalım’
-.Diyelim ki doğada dolaşırken karşılaşıveren iki farklı elementiz.
Ama öyle gece evrimiyle değişmeyen türden..
Şöyle bir bakışıyoruz önce, melenkolik bir şarkı
giriyor araya-
5.0
100% (33)