14
Yorum
34
Beğeni
5,0
Puan
3708
Okunma

(Gülmeyi unutmuşların sevmeyi bilmediği mekanlara dönüşüyor hayat..
Dekorlarda hissedilir derecede tutarsızlık..Suflemiz doğaçlama,
isyan texe hiç girmemiş gibi..Zaman,hep kötü adamı oynayacak gibi..
Toplu bir hipnozun koynunda doğaçlama ölüyoruz..
Bulutların rengini bile tahrip ediyorlar..
Cinnet çağında Cumartesi’de dayanamıyor)..
Gelecek zaman kipiyle konuşmak istiyorum
geçmiş bıraksaydı iki yakamı..
Postacısını Kaybetmiş Zamandayız..
Bir gece yahut sabah,yıldızları yeniden keşfedeğiz..
Hiç kuşkum yok bir çıkış yolu var bir yerlerde,diyebilsem eğer,
kesin yeri öğrenmek için zaman ve sabır konusunda oldukça
mütavazi olabilirdim..
Gereksinim duyduğum sözcükler düşüncemden dilime düşseydi
tutarlı ve biçimsel ifade etmemi bir sıraya sokabilirlerdi sanırım..
Bazen yanıtlarımız öyle kalıcı,öyle sancılıdır ki tüm yanıtlarını
bildiğimiz şeyler karşısında ay tutulması gibi kalakalırız..
Yanıtlarımızın belirsizliğini cevaplanmamış soru imlerimiz
biriktiriyor sanırım..
Gözlerimizin içine baka baka o kadar çok şeyi yakıp yıkıyorlar ki,
yalnızca bir duyguyu anlatmak çok fazla lüks gibi duruyor bu anda..
Tanı konulmuş,her şey basit bir algıya dönüşmüş fakat
içimde her yerim tamponlanmış gibi hissediyorum..
Neden,nasıl bir sızıdır diye yürek sorar fakat
alt yazıda hiç bir kıpırdama belirmez,saatler durmadan ilerler..
İnsan yalnızca konuşurken kendini sınırlar sanırsın
oysa yazarken sınırları daha çok genişliyormuş..
Bu öylesine berbat bir durum ki..Bir şey bulabilme umuduyla
olur olmaz tüm yazıları okursun.
Korkunç bir fütursuzluğun kalabalıklara sığınan özgüveni dikişlerinden
patlıyor..Hakikat dile geldiğinde herkesi kavrayan sessizlik ürkütücü..
Acımasızlık,varlık için düşünülmüş bir yaşam biçimine evriliyor..
Hiçbir şey kıpırdamıyor, rüzgar sanki bir anlığına varlığını unutturmak ister gibi
tutuyor nefesini. Kendi boşluğuna kendini gömerek dirilen bir gecenin
sessizliği büyüyor.
Göz gözü görmez bir gecenin sabaha yakın bir vaktinde insanlar
az evel bir fırtınanın tam ortasında yitip gitmemek için
incecik bir dala tutunmamış da,sanki olan biten her şey yalnızca bir
düşten ibaretmiş gibi gündelik koşuşturmalarına kaldığı yerden devam ediyor gibiler..
Adım adım kulaç kulaç bir zaman..Penceremden yüzüme derin bir hüzün esiyor..
Salondan terasa açılan kapıya yöneliyorum..Koridor ne kadar uzun..
Etrafa serpiştirilmiş mumlar ve dağınık kitaplar eve kalabalıklık görüntüsü
vermiş sanki..Her şey ikiye ayrılıyor..
Işıkları açmadan salona geçip öylece uzanmak istiyorum..
Eşyaların yerleri değişmiş gibi..Şimdi bunları düşünecek durumda değilim..
Nesneler bir bütünken,kelimelerim bu dünyaya denk düşmüyor..
Oysa kelimelerimin bütün olasılıklarımı ifade edebileceğine güvenim tamdı..
Kanepeye uzanıyorum,içim geçsin istiyorum..
Hayallerim öylesine ipini koparıyor ki,keçileri kaçırıyorum birden..
Keçilerim boğazı yüzerek geçiyor..
Gündüzün provasını geceleri şakır şakır döküyorum..
Gelecek mevsim’e kadar evden hiç çıkmasam ne çeşit salkımlarımın oluşacağını
merak ediyorum..Gelecek mevsimi sabırsızlıkla bekliyorum..
O zamana kadar bazı filmlerin kurgularına çaktırmadan düşler serpiştirmeyi
sürdüreceğim..Biliyorum,an gelecek mutlu bir figüranı ağlatacağım,
ama olsun bunca yakıcı-yıkıcı bir çağda kim beni bu durumdan sorumlu tutabilir ki..
Temmuz’da çok yıldızlı bir gecede sırıl sıklam ıslanıyorum...
Serseri bir ruh,nesneler ve dilimdeki şarkılarla başbaşa kalmıştım..
Temmuz’dayız işte..Etrafta,nasıl desem,dehşet bir Cumartesi
neşesi var fakat bir süredir yüreğimin üstünde bir taş oturuyor..
Milim kıpırdamama izin vermiyor,hareket ettikçe
yüreğim yerinden fırlayacak gibi oluyor..
Cumartesi şarkıları yahut denizci şarkıları mırıldansam bırakır mı yakamı?..
Temmuz’da dört Cumartesi ellerimde bir İsatanbul hüznü..
Durup,öyle kederli öyle yalnızlık duygusuyla bakıyor ki bana,
’Diren,bırakma beni’ der gibi.İlk defa Temmuz’da dört Cumartesi
hüznünü yaşıyoruz..Raftan rasgele bir kitap çekip çıkarıyorum..
K Bozoklar ’Umuda Yazılı Sözler’..Hadi..Kaldır gözlerini yerden yüreğim-
Bütün yolların sonu burası..E Alataş’ın Dağçiçeğini çek içine..
Benim evrensel mutluluğum:Dünya şiddetli ihanetlere direndikçe,
koynumuzdaki içtenliği saklamak da o denli acıtıyor canımızı..
Zaman,tarihin akış yönüne aykırı mı ilerliyor,yoksa kendi gerçek
renklerimize dönüşümüzün bir devinimsel
süreci midir bütün olan biten?..
-Oysa ne toplumsal bir ’suç’a’ ortak olmak
ne de ona kayıtsız kalıp sadece susmak bile
yaşamın vicdan süzgecinde aklamıyor hiç birimizi-
Temmuz 29.Cumartesi.16..
(Temmuz’da çıldırasıya coşkunsak
bu kesinlikle
rüzgarın hışırtısını sevdiğimizdendir
gerisi yalan
gerisi rivayettir
sabah kuşları girsin diye içeriye
aralamışımdır pencereyi)
Güldüşlüm
Göğüm
Issızlıktaki varlığım benim
öyle bir çağdayız ki
bizzat insan hiçlik duygusunun diyagramı gibi
sokak aralarında kaçışan çocuklardan
muhtemel olasılıklarımıza kadar
meydanlara inmiş iktidarların geçit törenlerine
değmemek için yol alır durursun
direncin kaynağı Promete’nin dağlarda yaktığı ateştir artık
o ateş ki
kaç bin yıl geçerse geçsin
çıplak ayaklar iz sürer yüreğine
içinde bahar şarkıları taşırsın umarsızca/fakat
ayracın soğumuş sözler gibidir
Şemsiyesiz yağmurum
Su’da yakamozum benim
ah! bilsen
nasıl da
kendi imgelerimizle zehirleniyoruz yaşama
hayatın yazılamayan replikleri sert rüzgarlar gibi
savurup duruyor hayallerimizi
kimseye duyurmadan
suda suretinle yüzleşirsin
bir yerlere dökülür yaprakların/susarsın
Seni Hercai
Temmuz çiçeğim benim
dün gece bütün şiirlerin gözlerine ince siyah bant çektim
görsen
öyle çocuksu
öyle içten
öyle ürkek
gitmek sözcüklerinde ağır hüzünler
’ateşi susmanın bir yolu olmalı’
Umarsız özgürlükler kaçığı
Seni baştanaşağı Hercai
takılıp savruk bir rüzgarın ardına
kim bilir hangi kentin çıkmaz sokağındasındır şimdi
aysız ve yıldızsız bir gecede
bulunduğun pencereden çok uzaklara bak
hiç bir şey görmemek için
bazen bakmak görmemek içindir çünkü
bir şarkının sıcaklığına sığın
bir dahaki Cumartesi’ye kadar
daya sırtını bir rıhtıma
dünya tenha
mor çiçekli düşler örtelim hüzünlerin üstüne
bu daha bir şey değil
-Öylece kayıp gidiyor ellerimizden bir Temmuz daha..
Sesim yine nemli bir akşamın suflesi..
İki yakası bir araya gelmez hiç bir şiirin..
Sen hep bir mısra yakın dur gönlüm..
Sabah olur sesim karışır dışarıya,Cumartesi’dir-
5.0
100% (25)