3
Yorum
17
Beğeni
0,0
Puan
1192
Okunma
nice yâslı gelip
dört duvar pusatını kuşanmışım
acına en yakın vakittir artık geçmiş günler
bir akşam üzeri
yoksul bir gülüş daha kuytulanıyor
kalbimin kimsesizliğine
çoktan umudumu yitirmişim ellerinden
gâyrı kimseye güvenemem
sonsuz bir boşlukta dağılıyorum
kan damlıyor baharımın sevincine
sebepmiyim
bağrımdaki isyana
göğümdeki bütün kuşların intiharına
bilsen
hâkikat sende oysa
âh körpem
de hele
bir umut kaç yara eder
yada
kaç yara bir umuda eş değer
var gibi yoksun
d/ağlasam gözümü gurbetine
yok gibi çoksun
âh kader
seninde
seninde
gözlerin kör olsun
umudumu kestim bileklerimden çoktan
haber ver bütün izlerine
yaslanarak bir dağın yamacına
düşünürüm
yürek vuruşumdan tutta
bütün korkularıma
düşünürüm
hasret edip seni sigaramın dumanına
seven neden bahtiyar olmaz
sen söyle ey garip türkü bir ağıt tadında
yanağın ıslanınca uzaklarda
kan damlıyor karanfilimden damla damla
âh körpem
bahar ne kadar da sen
ölüm ne kadar da güzel bahar kokuyor
ben senden böylesi habersizken
avazım çıktığınca
gırtlağım yırtılıncaya dek
haykırmak istiyorum
karışsın nefesim nefesine
bilsen ki nasıl eskittin beni kederinle
hiç bir şeyim gibi herşeyimsin
artık mürekkebim bitmiş söz hükümsüz kalmıştır
tuz buz olur yazdığım her şiir ellerimde
sakın sakın içime değme