1
Yorum
8
Beğeni
0,0
Puan
974
Okunma
geçiyoruz geceden
biraz yarım
biraz da günahkar
geçiyoruz uzun bir hüzün yolundan
hayat dedikleri
ki
biraz ağlamaklı
biraz da perişan
gözlerimde kül rengi
bir efkarla karşılardım
ben sensiz her sabahı
unuttuğum kokunu
yalancı kırağı değmiş
bir karanfilin goncasından sorardım
bir yanı dağlanmış ciğerimin
diğer yarısında
bir boşluk yankılanırdı hiç durmadan
ben ağlardım
duvarlar susardı
ben ağlardım bir karanfil usulca kanardı
kahrolası zaman derdim
derdimi kimse anlamazdı
ben başkayım diyenler
zamanla başkalaşırdı
sonra gözlerimi kaçırırdım yüreğimden
şehre hiç durmadan yağmur yağardı
hani yağmurun inciten bir yanı vardır
unuttuğun yalnızlığını
ve ardında bıraktıklarını hatırlatır
hani yağmurun inciten bir yanı vardır
bir zamanlar kalbinde sakladığın
çok eski bir yarayı sızlatır
iç burkan bir hüzün sağanağında
yaralı kalbimi avutmak için
ben ağlardım
toprağın ayracında
aynı bahar değildi bu
ve
içinde
bulunduğumuz vakit neydi görünürde
ya bu sevinç yüzlüler
ya bu kanla çoğalan öfke
herşeyi savuran rüzgar
bir kuşun kanadında
nasıl değişirdi uçmaya
şiddetini nasıl dizginlerdi
kim neyi nasıl hissederdi
hissetmek neyi hissederdi
yalnızlık yalnızlığı anlar mıydı
ya sen gülümseyince
neden gülerdi kundakta ki bir bebe?
gölgemi kaybederdim gittiğim her şehirde
yaşamak bu kadar ucuzsa
sorardım eksilmişliğime
hani koca bir ömür şimdi nerede
gece gündüze
hangi bedeli ödemişti de
hep böyle kapkaranlık
neden yıldızların her biri bir yerde
su neden berrak
mezar niçin ayrılık olurdu
ya benim aklım
neden hep böyle dağınık kalırdı
kalbimden hiç bahsetmiyorum bile
bir acı kopardı göğsümden
kimse anlamazdı
ben ağlardım