1
Yorum
13
Beğeni
4,9
Puan
1716
Okunma
suskunluğumu dillendirip
değersiz bir geceye
yıldızlar düşsün isterdim
anlamak isterdim gurbetini
bir kuşun kanat çırpışlarında
ve bir çiçeğin yağmura yakarışında
zaman
bütün olasılıkları yok ediyor
yıkıp giden olağan akışında
oysa ben
kül rengi küsmüşüm hayata
bir yangının ardı sıra
kalbimi yaralar şimdi
uzaklara dalıp dinlediğim her şarkı
kalabalıkların ortasında
bir ben miyim
kendi gölgesine bile böylesine yabancı
üzdünüz ulan kırdınız işte
kaldırımlara yüzünü döküp
boynu bükük dolaşan
bütün yüreği güzel insanları
ardıma dönüp baktığımda
yorulduğum onca şey değer miydi
bunca acıya
değer miydi ölümün dahi kifayetsiz kalışına
nereden başlamak gerekirdi yeniden
insan kederli kalbinden bir kere vurulunca
az kalan zaman
kavuştursun isterdim avuçlarımı
o duyarsız buz gibi avuçlarına
sonra inan ayıramazdı ölüm
(anlatamamak var ya
en büyük zulüm bu galiba insana)
sorma artık içime
içimden kopanı
ey kalbim sus diyorum
5.0
86% (6)
4.0
14% (1)