0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1092
Okunma
Gözlerinin ışığını bir bıçak kesiyor istemeden
Dul kadınlar ve çocuklar ağlayarak kaçışıyor
Arkasına saklanan ne
Yatağın gıcırtısına boyun eğen mutluluklar
Ne
Balkona astığım saksı
Yorgunluklar. Ve geceden kalmış çiçek
Öfkeyle karışık yalnızlıkla soluyor yaprakları
Günümüz hüznüne.
Sebepsiz belalar doğuruyoruz
Ağrım var pasiflora nerede?
Beldemize çakal sürüleri indi
Şaşkınlığını gizleyemeyen bulutlar
Yalnızca mutluluk seçiyoruz
Semt pazarından
Kanlar içinde yatan sebzeler
Hayatı masaya yatırıyoruz bunca zamandır
Arkasında saklanan ne
Sonbaharın kışa doğru yönlenişi
Küskün kuşların bahtsız ıslıkları
Kimse bu yaşamdan öteye geçemiyor.
Kaldırım ortasında sokak lambasının hengamesi kaplıyor içimizi
Kavuşmaya yeğdir gönlümüz
Neden
Gereğini belledik!
Ölümsüzlük varsa şayet, bunu bilemezsiniz
Kanser hastasının sevinci kursağımda düğümleniyor
Yastığın başıma bıraktığı ağrı
Dağ gölgesi ve batıdan esen rüzgar
Savaşın devşirilmemiş acılarını taşıyor sırtında
Hüznüm kıtaları aşıyor Milenka
Ve sanki ameliyathane kapısında haykırış oluyor adın
Bir bilmecenin son evresinde sıkışan harf sancıları
Sesimin ince çizgileri
İşkencelere maruz kalmış harp malulleri
Ansızın içime batan toprak kokusu
Geçmiş zamanla verdiğimiz antik savaş
Ve yeryüzündeki hüzünleri
Bırakıyorum sırtımdan geriye kalanlarını
Bu yalnızlık sensizliğe denkse şayet, bunu bilemezsiniz
Dehlizlerde yaşıyor kalbim.
Gül
Yanağımdan içeri batan toplu iğne
Ölüm
Ki çıkışmayan paramızla aldığımız sevda
Ah ellerindeki gül
Ölüm.
5.0
100% (3)