2
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
1542
Okunma
seni anlatıyorum kuşlara
boynunla başlayıp devam eden
mutluluk karmaşasında yer bulmuş sayıklamalardan
sağ çıkarsam eğer
güzel gözlerinden. yaşamayı anlatacağım yeniden
kuşlara.
modern zamanın cehenneminde yaşıyoruz sevgilim
bankalara borcum var ve
sen çok güzelsin.
yürüdüğümüz o sokaklarda eski Rum havası
havaya karışmış karla karışık sevişmek
özetlersek; gözlerinde bilinmezlik var
kayboluyorum günden güne.
dar kombinezonlardan kaçalım
bir sigarayı, türkü gibi yakıyorum
adın boğazımda bir tokluk hissi
yutkunsam,
yutkunsam daha da seveceğim
hayır! anlatamıyorum
yokuştaydık, saat sabahın ilk sıcağı
güneşten gözlerin daha da sarıydı
dikiş attık kaybetmelere, yenilmelere
öylece yeniden başladı dünya
artık,
kara parçasının denize olan uzaklığı kadar
yakınız seninle.
saksılardan geçtim
ölüm tehlikesi, enflasyonun artışı
Faust’un önlenemez yıkılışı
hepsini geçtim
sana geldim.
seni fısıldıyorum bahara
- cemre düştü.
- düştü mü?
- düşer elbet
gökyüzünden bir bulut koparsam
taç yapardım saçına
kuledibi’nde üç sarhoş filozof
ne zaman düşünsem, aklımdan
o güzel gülüşler
geçiyor, zamanla
elbette etnik bir kaplumbağamız olacak
kafasına eserse dünyayı
insanlara yaşamayı anlamlandıracak
uzun değil!
etnik kaplumbağalar kadar ömrümüz
üç vakte kadar dört kez gözlerime doluyorsun
kısa vakitler dahil değil.
kepenkleri salın! kelebekler bir şarkı tuttursun
öteberiden geliyor baharın sesi
rögar kapaklarına iliştirdiğim hüzünler
gidiyorlar. gitsinler
bahar geliyor, sevinebiliriz.
modern zamanın cehennemini, cennete çevirelim sevgilim
borçlarımız biterse öpüşürüz
seni hiç olmadığı kadar özlüyorum bugün de
ne kadar güzelsin
- günün sonunda batan güneş -
işte o kadar özlemek.
5.0
100% (4)