7
Yorum
28
Beğeni
5,0
Puan
2051
Okunma

Sana hiç dokunmayacaktım ki
Ağlayabilirim uzun maviler boyu
Gözlerinin buğusuna mıydı iki karış hüzünler
Değiştirme mevsimleri!
Gidişlerin kahverengine çalıyor.
Müstakbel ölü gelin -diye başlayan romanlara-
Adını yazdım
Ve gidişindeki ayak seslerini
Begonya koktu odam
Müstakbel ölü gelin! Seni duyabilmem için saat çok geç
Muşmula suratlı tahta oymalar
Anagram: Sirkeci tablosunda ağlamak
Öz-portreni kazıdım hafızama
Mutsuz muyum?
Bir mut-tan da öte.
Öyle yeraltı çaycısında
Ellerine kan bulaşmış hazin belediyeciler
Sokak lambasının altındayız şimdi
Uzaya uzanan ilgi ipliklerinden
Boşunaymış Amerikan filmlerindeki aşk
Seni konu edinse ağlar mıydı
Müstakbel ölü gelin
Tanrım! Masamda kumsuz bir saatteydi aklım
Affet beni
Bu kadar uzun olmamıştı hiçbir mavi rüya.
Develer güdülsün!
Güdülsün gitsin
Tepeleri aşalım kör haremlerden
Balkon kenarından geçerken duymuştum
Develer sadece yaşamaz ıssızlarda.
Buz tutmuş mezarım
Boynunu sağa irrasyonellikle yatırmış begonyalar
Maskesini düşürdüm ikindi saatlerinin
Gittimdi orasından
Müstakbel ölü gelin
Yaşamayı seçerdi bir sinema sonrasında
Seni tanımak istemezdim
Boşunaydı bütün maviler.
5.0
100% (23)