Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
Doğan Güneş
Doğan Güneş

Neden Koşaradım Girilen Şehrin Kapısından Nihavent Çıkılır ki

Yorum

Neden Koşaradım Girilen Şehrin Kapısından Nihavent Çıkılır ki

( 14 kişi )

11

Yorum

16

Beğeni

5,0

Puan

3067

Okunma

Neden Koşaradım Girilen Şehrin Kapısından Nihavent Çıkılır ki

Neden Koşaradım Girilen Şehrin Kapısından Nihavent Çıkılır ki

Bir gün bir yerde karşılaşmak umuduyla kendim..

Hayttan kaçmakla kendimizi kaçırdığımızı sanıyoruz..
Bazen gölgemizden bile öylesine palyaço görüntüler sergilenir ki
aynaların dışına çıkıp kendimize bakmaya korkarız..
Kelimelerin gücüne inanmanın doğru olduğuna kanıp
sanat derslerine gireriz.Birileri sahiplenir bizleri..
En zifiri gecelerde kapüşonlusundur tanınmamak için,
tutar bir el değer omzundan saçlarına..Utançla selam verirsin
sokak çocuklarına..Gözlerimizdeki yanılgı hiç durmaz..
-Bir gün bir yerde karşılaşmak umuduyla sevgili yanılgı-
Yaşanacağız,geceyi ve delileri ve yanılsamalarımızın o dehşet
sarı hüznünüde..
Yaşanacağız! ’Bir çiçeğin cebine muhtacız hala’

’Bir insanın ezberinde şiir olmaması pek önemli değil
fakat bir kaç şarkı olmaması onun açısından büyük tehlike,
hele kalemsizse tehlike dahada büyüktür’derdi Annem..
Şiir bir insanı savurup atabilirdi sarı hüznüyle fakat
şarkı en azından melodisiyle kısa bir zaman diliminde de olsa
çekip çıkarabilirdi boşluklardan..Sanırım Annem o sözü
boşluklarımız daha fazla çoğalmasın diye söylemişti..
Şimdilerde dilimde şiirden bozma uzun şarkılar ceplerimde
tükenmiş kaleme ne demeli Anne!!..

-Berdevam sessizliğin yüz çiçeği kuruttu arka bahçede..
Aldım onları klozetin içine atıp sifonu çektim belki
o sonsuzlukta yeşerir diye-


Kente dönüş kolay olmadı..Her şeye alıştırmıştım kendimi..
O kentten gelirken ağır yağmurların ve bütün kırık fay hatların
arasından geçmiştim..
Kaç gündür evden çıkarken dehşet temkiliyim her an
başıma birşey düşebilir..Beraberimde getirdiğim ağır yağmurlardan
sele kapılabilirdim..Korktuğum,bomboş bir kentle
karşılaşma olasılığımdı..
Oysa kendim hariç her şey bıraktığım gibiydi..
Yeni yapımcılar açılmayan telefonlara yığınla mesajlar
bırakmışlar..Toprak daha azalmış..Ekonominin insan
sağlığına faydalarını anlatan televizyon programları
canlı yayınlarını çoğaltmış..Polisler güvenliği artırmak için
kimlik denetimine çıkıyordu yine..Bu arada yitirdiğimiz
kimliğimizi arıyorduk el yordamıyla..
Bulamayınca yenisini çıkarmaya çalışıyorduk süresi
bitmiş pasaportlarımız için..
Böl ve öp beni isimli bir şiirden ’Ülkenin bölünmez
bütünlüğüne saldırı’ anlamını çıkaran bir savcının
soruşturma açtığına dair ihbarnemesi kapının eşiğinde..
Her şey yerli yerinde!!..
Kente dönüş yalnızca boşluklarımdan ötürü hiç kolay olmadı..
Gerisi sineklerin vızıltısı..Hamamböceklerinin tıkırtıları..



Cihangir’de akşamüstü kırılgan bir gülüşle yazıyorum..
Yüzyıllık çınar ağacını kuşatanlara yazıyorum..
Aslında şu yanıbaşımdaki çam ağacıyla her konuşmam da,ona dair
her yazdığım yazım da incir ağacı diye bahsetmişimdir..
Dünyada başka kaç tane iki farklı ağacın yapışık bir şekilde
kök saldığı görülmüştür ki..
Bir birlerine öylesine sıkı sıkıya bağlılarki pencerenin birinden
incir ağacıyla söyleşirsin diğerinden çam ağacıyla..
Hayatyokedicilerin olanca pervasızlığına rağmen nasılda
sevgiyle büyütüyorlar sevda dallarını..
Cihangir’de akşamüstü kırılgan bir gülüşle yazıyorum..
Bir dalgalanma oluyor bedenimde..Durup dururken tekrar
çarpmamak için göğün bin nazına,alçak gönüllü ve başımı
eğerek giriyorum bir şiire..
Üzerime atılacak ya da koşup gelerek sarılacak,beni şu iki ağacın
dalları gibi saracak bir durum yok..
Müziği son ses açıp dışarda olan biteni bastırmayı deniyorum..
Olmuyor..Kelimeler öyle kötü saldırıyor ve oramı buramı mıncıklıyor ki
dayanamayıp içlerinden çelimsiz olan beş harflik bir kelime
gürültüyü bastırarak kulağıma fısıldıyor ’yazdıklarını izliyorum’..
Oysa yerleşik düzende kendi halimdeydim sanıyordum..
Anlamsız koşturmana dön ve kendi gremerini örtün üzerine şimdi..
Yoksa sende son treni kaçıracaksın..



Otopsisi yapılmıştır..
(Bir çuval şiiri berbat ettik..
açıkbüfekahvaltıotelleri
unutulmuşpansiyonyalnızlığı
salondakiaynaherbaktığımdaçatlıyor
kirliyastıkotellerinasıldırkimbilir
uçarkendüşenkelebeklergibi
hiçbiradresteyokum
kendimibeşyıldızlıotelinboyaynasındavuruyorum
kötürüyalarsilinsindiye
beniburayaakortsuzbirgitargetirdi
filmbitmeden
üstümüörtecekserinbirgecegötürür


.....ve şiir basınca gecenin bilmem kaçında
ortalık toz duman
kaçmak istersin
sığdıramazsın bavuluna dik yokuşları
oysa ne uzun yanılgılar sığdırıyoruz.. nihavent..

Hiç bir şehir parlak bir mıknatıs gibi çekmedi beni böyle..

şiddetli bir yaz mevsimde kekremsi bir
tat,iğnesi kırık şarkılar,belalı bir düş’ün illet tutkusu ve
hiç göremediğim,kendinden bile gizlediği ’yakamoz’
gülüşlü .... kaldı..
Temmuz,güneşli kar soğuğu vurgunu..
susulmuş tüm şarkıları sokağa çıkarıyorum..

Birazdan son vapur geçer.yaklaştıkça içindeki insanların
sesleri doluşur odaya..Yürekte tuhaf bir titreme..Sanki
kıyıya yanaştığında inecek birini bekliyor duygusu
saracak her yerimi..Yinede pencereden hafifçe uzanarak
bakarsın...Sesler gittikçe azalmaya başlar..
Vapur kıyıya yanaşmadan gider..
Ardından bir bakış vapura..

Çiğ tanesi az evel öldü..
Ölüm sebebini yalnızca üç kişi bilecek ve belki de
biz üçümüz sonsuza kadar nedenini anlayamayacağımız
bir ölümün sancısıyla uyanacağız her sabah..
Karin teyze ve tuvaliyle gelen geçeni resmeden kaldırımdaki
bilge ressam..
Karin teyze öğrendi ilkin.uzunca bir ağıt yaktı.
Duydun mu?..Başım göğsünde öylece dinledim..
Bütün gözyaşlarını saçlarıma döktü)..

Gece olurdu,içimdeki tüm renkler birbirine açardı
birbirine değmeyen zamanlarda
birbirine bakıp göremeyen yerlerdeydik
hangi geçmiş zamanın nergisleriydik bilemedim
herşey bir yanılsamaydı ama sevinçliydim
istanbul’un çok martılı sokağından
smirna’nın telaşlı iskelesine
caddelerde uçuşan kağıt parçalarıydı düşlerim
çok gel istedim
Turgut Uyar şiiri okur gibi gel
kim bilir nasıl rüzgarlıdır sesin
ömründen kendini düşürür gibi
kalbindeki acıya tuz basar gibi gel
insanın daha başka nasıl bir kötü anısı olabilirdi ki?
çok gel istedim
saçlarına dökülen yakamozlardan tanırdım seni

Gece olurdu,şiirler mektuplar çıldırış saatine üşürdü
beklenmedik zamanlarda şaşırtan sözcüklerin düşerdi yüreğime
harflerinden bir gök yapıp çocukça oyunlar oynardım odada
sözcüklerinle kurduğum bağın zihnimde yalnızca
platonik bir telepatiye dönüşürdü
içimden seni bir peronun akşam kalabalığına çağırırdım
şiirler mektuplar yetmez olurdu
rüzgardan buluta
İstanbul’dan Smirna’ya adını yazardım gördüğüm her duvara
bir kentten bir kente
deniz köpürürdü
yüzünü öperdim
durmadan buluşmalar örgütlerdim acemi miltanlığımla
sustun
kocaman bir alfabe giyotine durdu
vakitsizliğin
kalemsiz ve kağıtsız bıraktı ellerimi

-İnsan Cumartesi’nin hatrına suskunluğunu bastırır da gelirdi-

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (14)

5.0

100% (14)

Neden koşaradım girilen şehrin kapısından nihavent çıkılır ki Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Neden koşaradım girilen şehrin kapısından nihavent çıkılır ki şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Neden Koşaradım Girilen Şehrin Kapısından Nihavent Çıkılır ki şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Sev_tap
Sev_tap, @sev-tap
2.8.2013 23:57:35
biliyor musun Doğan, nadir yaptığım bir şeyi yapmıştım bu kez...şiirini okumadan listeme almıştım, hoş senin kaleminden de, duygundan da, düşüncenden de eminim ama, yine de şiiri günler sonra ancak şimdi okuyabildim, bil istedim...çünkü ruh halim okuyacak, okuduğunu algılayacak ve yorum yapacak durumda değildi...ve fakat biliyorum ki, 7 dakika sonra gün cumartesiye dönecek ve senin yeni cumartesi umudun güne doğacak...bu sebeple, ondan evvel, bu şiirini okumuş olmak istedim...o kadar çok şey yazmak istiyorum ki şu an...ve hatta o kadar çok şey konuşmak istiyorum ki senle...ama bugünlerde susmayı öğrendim nedense...her bir kelimemi ve hatta harfimi öğüterek susuyorum, yutuyorum...hani demişsin ya, -İnsan Cumartesi’nin hatrına suskunluğunu bastırır da gelirdi-diye, izninle ben şöyle değiştirmek istiyorum bu cümleyi, -İnsan Maviler’in hatrına suskunluğunu bastırır da gelirdi-

gelmeliydi, gelmeliydiler değil mi...olsun...bize yine de yana yakıla beklemek düşer, avuçlarımızda sevdayı göğertirken göğe doğru...öpüyorum her bir sözcüğünün her bir harfinden...çok sevgimle dostum...
deniz-ce
deniz-ce, @deniz-ce
2.8.2013 23:40:49
Niye hep susanlara şiirler yazıyoruz?
Nasıl bir hayattır ki bu
Bir tarafın sessizliği, diğer tarafın cigliklarini besler?
Nasıl bir adaletsizliktir ki sevgi terazisinin kefelerinden biri yerde diğeri goktedir?

Tamam sustum şair.
Şiir konuştu ben sustum.


Işık  Mehmetali
Işık Mehmetali, @isikmehmetali
28.7.2013 00:49:30
5 puan verdi
Gece olurdu,şiirler mektuplar çıldırış saatine üşürdü
beklenmedik zamanlarda şaşırtan sözcüklerin düşerdi yüreğime
harflerinden bir gök yapıp çocukça oyunlar oynardım odada
sözcüklerinle kurduğum bağın zihnimde yalnızca
platonik bir telepatiye dönüşürdü
içimden seni bir peronun akşam kalabalığına çağırırdım
şiirler mektuplar yetmez olurdu
rüzgardan buluta
İstanbul’dan Smirna’ya adını yazardım gördüğüm her duvara
bir kentten bir kente
deniz köpürürdü
yüzünü öperdim
durmadan buluşmalar örgütlerdim acemi miltanlığımla
sustun
kocaman bir alfabe giyotine durdu
vakitsizliğin
kalemsiz ve kağıtsız bıraktı ellerimi

-İnsan Cumartesi’nin hatrına suskunluğunu bastırır da gelirdi-



___________________________________________Selamlıyorum usta kalemi engin yüreği, Saygılar
Sevay
Sevay, @sevay
27.7.2013 21:49:57
içtenlikle kutluyorum,,,,

Gece olurdu,içimdeki tüm renkler birbirine açardı,,,
birbirine değmeyen zamanlarda....çok güzel vede çok anlamlı...
Seval Doğan
Seval Doğan, @seval-dogan
27.7.2013 21:31:12
5 puan verdi
Bilirim son soluğunda celladın yüzüne tükürecek kadar güçlü kelimelerin vardır senin, ve yine bilirimki sen her Cumartesi sabahı saçlarını tarar yüzünü okşarsın onların,mağrur.

Onlar ise sevdasını zulasında saklayacak kadar utangaç seni izliyorlar bir duvar dibinde dün ve yarın.

Kutluyorum Doğan dostum...
Yakamozmavisi
Yakamozmavisi, @yakamozmavisi
27.7.2013 14:48:46
Ne hayattan kaçabiliyoruz şair, ne kelimelerden. Öyle kelimeler vardır ki geceyi aydınlatır. Öyle kelimelerle karşılaşırsın ki yol biter, düzlükler biter. Seninde dediğin gibi payımıza yokuşları sırtlanmak düşer. Yinede sırtımızdaki yükün ağırlığını bir kelime alır gider. Bazı kelimeler, sesler iç savaş çıkarır.

Kimi çocukluk günlerinden bir rüzgar olur okşar yüzümüzü.

Ve anneler... Dahası çok konuştuğu söylenen kadınların hiç bir sözü, öğüdü boş değildir. O sözler her vakit aydınlık bir kapı açar yüreğimizde hayata dair.

Susku... Bir kelam üstüne susan insanlar, susturur boşluğa düşürür yüreğimizi. Susku uzadıkça içimizde yeis uzar gider. O vakit her kelime bir çiçeğin yaprağında bile ızdırap taşır. Kaybolan kimliğimizin yanına eklenir kaybolan benliğimiz.

İnsan tüm kırılganlıkları toplasada yüreğinden, şu kırılgan gülüşlere ne demeli. Sanıyorum ki bana en çok acı veren, işte bu gülüşler. Çünkü öyle bir hal ki bu, sadece adını andığım anlarla yetinemeyip onu her kelimenin içinde bulduğumda bir tebessüm yapışıp kalıyor göz bebeklerime. Silemiyor, kopartıp atamıyor, bir kenara saklayamıyorum. Suskular, suskuları sürüklesede yüreğime sanıyorum ki yazmak denen hastalığın sebebi bu gülüşler.

Teşekkür ve tebriklerimi bırakıyorum güzel sayfaya.

Saygılarımla.

Angie
Angie, @semaenci
27.7.2013 04:00:39
5 puan verdi


gel demek hep hatadır. şiir yazdırır insana.


Feyza Can
Feyza Can, @feyzacan2
27.7.2013 02:16:33
5 puan verdi



Kaçmakisterkenharfordusundanbacaklarımikibetonsütun
Kırıkaynalarlaçoğaldıhüznüm
Bedelsizuykudükkanları
Sahipsizkelimelersandığı
Kayıpkalplerbürosu
Sahilboyukumdaçıplakyalnızlığım
Karanfilordusugülkokmaz
...

Anneninellerindensenideşiirindenöperim.


Etkili Yorum
Güvercin..
Güvercin.., @guvercin--
27.7.2013 01:19:05
5 puan verdi
Uzuuunca bir aradan sonra taa derinlerden bir merhaba hevalim, yine ben geldim olanca şiir hasretimle!.. Şiirin başlığına dahi-her zamanki gibi- sayfalar dolusu yazılabilir; fakat bunu geniş zamanlara bırakıyorum.. Harflere mi küsmeliyim mütemadiyen sana hüzün yaşattığı için, yoksa sana mı kızmalıyım harfleri bu denli acımasızca sızlattığın için, bilemedim... Sanırım siz halinden memnun çam ağacıyla incir ağacı gibi gönüllü bir bağ kurmuşsunuz kopmamak üzere, ee bana da buna saygı duymak düşer:) Yine de geceye bu kadar hüzün fazla be şair, şizofren dokunuşlarını bu denli hissettirirsen gece dahi gündüze sığınır da gelmez uzunca bir süre kapına... Haa Çiğ damlası da ölmesin gözünü seveyim, şimdi onun yası için de her cumartesi harflerin ayağa kalkıp ağıtlar yakar Karin teyze gibi olan da gene bize olur:) Hani diyorsun ya "İnsan Cumartesi’nin hatrına suskunluğunu bastırır da gelirdi" yok katılmıyorum sana bir noktada; çünkü insan uzunca bir süre suskun kaldı mı içinde biriken harflerden nasıl bir cümle kuracağını şaşırır ve susmayı tercih eder çoğunlukla(benim şu anki halim gibi), ki cumartesiye de en çok susmak yakışmaz mıydı?.. Cumartesi şarkıların nasılsa dökecek içini gecenin, bırak sussun, o sustukça şiir çağlıyor, o sustukça gece konuşuyor ve şunu anladım ki en güzel sözü geceleri yazılan şiirler söylüyor...
Geceye susmak yakışır, "Bir kaya dibi bulup susmaya gidiyorum" ben de vaktiyle bunu yapan bir kaçık gibi... Kaleminin olgun meyvelerini görmekten duyduğum derin haz ve sevinçle kutluyorum seni... Sevgiyle kal cumartesi suskunu...
Etkili Yorum
çimdik
çimdik, @cimdik
27.7.2013 00:59:25
5 puan verdi
Çok gel istedim...
Daha böyle bir içten çağrı görmedim doğrusu.Şiirin aralarına öyle ustaca serpiştirilmiş ki durup durp bütünlüğüne hayran kaldım.
Sevdim mi alırım.
Gözüm gibi de bakarım.
İzninle arkadaşım.
Şiirini alıyorum.
Kutlarım.
gevdan
gevdan, @gevdan
27.7.2013 00:53:56
__________Selam olsun yazan yüreğe yüreğiniz hiç susmasın saygımla...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL