2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1437
Okunma
her şey bir anda yaşandı
durgun günde anıları kırıldı akşamların
yeni yeni aşkları...
güneşin gözlerinden bulutu içen
aç bir deliyim
biriken gözyaşlarımsa
intihar uzaklara...
yüzümü umuda gömerken kanatsız kuşlar
bilmiyorum nasıldı geçmişin odalarında hüznüm
ki göçen her tarihin ayağında yoksulluk
tahtası kırılmış uçurtmalar
ve selamsız şehirler
hepsi dul bir aydan kalan
ahh
bir akşamüstü
gece siyahını taşıdı üzerime
gittim
bir pazar sabahı geldi şubat soyunup uykulardan
aldı yüreğimden şehrin ortasına sancılarımı
ölüm mavi şiir dağlanan yalnızlığımda
ki rüzgarın savurduğu her yol
ayrı nefes
ayrı şehir
ne garip
duvarda kıvrılışımı unutan
küçücük çocuktum
çiçeklerden taçlar yapardım saçıma
gemiler parçalanmazdı hiç
başka bir şehri düşündüğümde
şimdi varla yok arası resimde
esmer ağıtım
elinden tutmuşum ölümün
ve gecenin...
suskunkuğumun son deminde
masal tadında hikayeler anlatmaya geldim küçüğüm
inadına yürütürken ayaklarımı düşlere
ilk adımım bu
bürünürken duygularımı
ilk öpüşün eteklerimi
bak
karanlığı yırttı gelişin
ve öyle ki belleğimden geçerken
dallara astığım sevgililer düştü dar sokaklara
rüzgar kustu ayazını bedenlerine
ah kanayan kalbim durdu
açılınca gülen nilüferin ağzına
düşün ki
acılar içindeydi bağrıma bastığım zaferler
her şey bir anda bitti
bilmiyorum nasıldı geçmişin bakışları
bir akşamüstü
gece siyahını örttü üzerime
gittim
5.0
100% (8)