9
Yorum
43
Beğeni
0,0
Puan
510
Okunma
Kılcal masumiyetidir
kan yürüyen yolların.
Kalbim elinde tahtırevalli,
kaç aylak hafıza salınır
gölgeli tenhaların...
tırnağı kesik uç,
köklerinde demlenen zamanın
sahipsiz baharı.
içimin kör demirinde
unutulmuşluk çözünür.
Ki,
baharlar bilirim:
el değmemiş boşluğun
masallara seğiren anka kuşu,
denizde biraz mavilik
uğultusu
dünyaya vuran...
kamburlaşmış vedaların is karanlığı
boğar çocukluğumu;
hüzün sarkağında gövdem
oyuncağımı unuttum
mekânı bükülmüş bir odada
gölgesi kayıp aynanın.
Gecenin belikli saçlarında
rüzgarı yok melal ruhun.
Sil baştan
bütünleyen
sessiz ölüm,
adı yok ardımda kalanların,
kızıl harflerle yarılmış
gölgeler albümü...
Sadece buraya;
düş imgelerine asıp şiir kılıçlarını,
saklıyorum hayalleri eda ilhamıyla.
Sadece buraya:
parlayan keklikleri,
incir çekirdeğini...
Gökkuşağının yedi rengi cıvıl çocukların
yağız atları.
Tutmayın uçuşan uçurtmaların elini,
sek sek oynayanların çizgisini.
Çizip bir ağacın resmini seyredin sonra,
tesbihe dizili vakit,
sağır dudaklarda
yaralı bir renk.
Ne kadardı yağan mutluluk?
Büyüyor;
ağa dallanan dal, bin diken.
Kurudukça uykunun tepesinde isyan.
Zeytin tenli alnıma ay vurmuş.
Hep imtihan,
yokuş,
kırışığı...
Bütün yörüngelerden çıkmış dünya,
derimde dönen eski bir plak.
Bu zemin kaç vakit
yerin dibine kuyular açtı?
Duymadı sesimi en derinler.
Bağırdım!
Gök delindi,
kulağımda duvarlar...
Gel öp beni.
Uyan çocuk!
Ne zamandır buralardayım
Her yer çöl,
zamansız bir han:
bitik, soluk...
Adını bilmediğim bir sessizliğin
gözyaşı damlar havaya.
Tohum verdikçe çıplak duygular,
uzun başlar ki bahçelerin.
Her şey olabilir.
Kokla ama,
koparma.
Dalında papatya.
Ölecekmiş gibi duranların tek cenneti.
Ama ölme.
Kalbim elinde
....