0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
143
Okunma
Bir genç geldi bugün yanıma.
Giyim kuşamı yerinde, gözleri pırıl pırıl ama kalbi belki ilk kez duyacak kadar açık...
Ben, hamal Ali’nin oğluyum amca.
Bana “Altın kalpli anaların doğurduğu, yüreği yangın yeri olan çocukları” anlat, dedi.
Daha çok toysun, sen nereden biliyorsun bunu yeğen!
Bir yazını okumuştum, orada aynen böyle bir cümle kurmuştun.
Bazen dilin ve yüreğin aynı anda tutulur, bir şeyler söylemek istersin, dile gelir ama söyleyemezsin halleri vardır ya...
Aynen öyle olmuştum.
Dedim ki: “Felek bize iki çay versin, ben sana anlatayım genç kardeşim.”
Bil kıymetini karşılaşırsan böyle çocuklarla kardeşim.
Ve her konuda güvenerek devam et onlarla arkadaşlıklarına.
Bil ki, bu çocuklar derya denizdirler. Olmaz kimseye zararları, kendilerinden başka.
Yakaları kirli olabilir ama gönülleri tertemizdir.
Neye mal olursa olsun, yürüyüşleri asla değişmez bu çocukların.
En değerli türküleri en değersiz insanlar için dinleseler de korkma onlardan!
İdamlık sorular sormazlar sana.
Ama varlıklarıyla vicdanlara öyle bir çağrı bırakırlar ki, susturamazsın...
Hayattaki sermayeleri; sırtlarındaki parke, ellerindeki şarap, bir de varsa yanlarındaki sevgilileridir onların.
Yürekleri yangın yeridir ama ateşi başkasına bulaştırmazlar.
Ana karnından sevgiyle doğan, sokakla büyüyen çocuklardır bunlar.
Kenar mahallelerin yaşayan hikâyeleri,
Attıkları adımlarda iz bırakan, sessizlikte konuşan ruhlardır onlar.
Gönül pencereleri hep açıktır.
Hayatın en sade, en onurlu ve en dik bakışına sahiptirler.
Olmaz gözleri havuzlu villa ve kara ciplerde.
Şarap şişesinden umut içer, kırık parke taşlarında hayal kurarlar.
Kolay kolay suçlamazlar kimseyi.
Çünkü bilirler; en ağır cezayı zaten kendilerine kesmişlerdir.
Acının en tarifsizini yaşarken bile, Sevginin en güzelini saklarlar içlerinde.
Anlayacağın, yapmacık değil onların dostluğu, hayatın en sahici hazinesidir yeğen!
“Yeter mi?”
“Çaylar benden, sen anlatmaya devam et amca,” dedi.
Güldüm bunu duyunca...
Çaylar tazelendi, ben anlatmaya başladım gencimize.
Tezek dumanıyla büyüyen çocuklardır bunlar yeğen!
Bilmezler ipek halılar ve dokumazlar yalan, iftira!
Masa, kasa ve nisa işleri yoktur.
Çökelek çocukları oldukları için onlara çul da yeter, baboş!
Şimdi var git işine.
Babana da selam söyle, diyerek yolladım gitti.
Saygı ve sevgilerimle.
5.0
100% (1)