0
Yorum
5
Beğeni
4,0
Puan
147
Okunma
Gül rengi bir şarabın sarhoşluğundayım, yudum yudum aktıkça boğazımdan şehvetin tadı, yakar güneş, dağılır gökyüzünün kül rengi.
Sonra sen gelirsin aklıma, bir sigara yakar, efkârlanırım.
Hayaller kurarım sevdaya dair, pembe kenarlı mektupların canlanır gözümün önünde.
Bir de, uçurum çiçekleri derdiğimiz günler sevgilim!...
Allah kahretsin, demiri toz edip kan serpenlerin gökyüzüne.
Sevgiyi yoz edenlerin de kül dolsun kör gözüne.
Korkma, uzatmayacağım konuyu.
Çığlık çığlığa da bağırmayacağım bu akşam.
“Nâzım’ın dediği gibi; odayı saran odun kokusu, dışarıda çiseleyen bir yağmur, sıcak bir çay ve aklımda çocukluğumdan kalma bir masal olduğu müddetçe seni unutmayacağım,” diyecek bir iki mısra da olsa seni anlatıp gideceğim buralardan.
Bir daha da geri dönememek üzere sevgilim!...
“Güneşin doğuşuna şahit olmayanlar batışını romantizm sanarlar,” demiş şair.
Söyle ona, işine baksın.
Şiir yazmak herkesin yapabileceği bir çıraklık işidir.
Ama yazdığın şiirle insanların ruhuna dokunmak ustalık ister!
Saygı ve sevgilerimle.
5.0
50% (1)
3.0
50% (1)