3
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
578
Okunma
Karardığı çağda coğrafyaların
Yüksek rütbeli tasmaları boynuna geçirilmiş ruhlar arasındaydı
Bilirdim seni elması boğazına kalmış cennet atölyelerinde
Hızlıca indiğin yolların artık dağların taşımadığını da bilirim
Kayıp bir uslanmazlık içimiz
Ölüme nöbet sayan nefesiyle son ırkın nispetiyiz
Ağlamanın annelere yakışmadığı
Gülmenin çocuklardan çalındığı
Çanağında kana kana kandırılmayı yudumladığını
Unuttu cam kesiği ya da can kesiği
Belki ruhu doyurabilseydik
Ya da ilkin Kızılderili nin dediği gibi
Beyaz kurdu besleyebilseydik
Siyahlıklarımız bulaşmazdı insan izbelerine
Nerede bir iklim değişse
İnsanın rüzgarına bir aklın çırpınması sokulur
Fısıltıların kar kürediği yerde kalbin kara lekesi çıkmazmış
İlkin aydınlık konuşalım
Yürüyelim
perişan harabelere girmeyen güneşe gidelim
Gidelim
Gidelim ki
Güneşte üşümesin
Yöremdeki gözlere baktığımda
Acıyla beyazın çatışması
Yorgun çıkan merdiven yürümeleri tavanlarımız
Beygirlerini sürdükleri inceliklere
Köprülerin sıratlandığı
Aşağı düşmelerin dünyadan saydıkları zamandayız
Ah insan
Bir maviyi sevsen
Bir baksan göklerin kirlendiği yerden başlasan
Kaprisli bakmayasın gölgesi gamzelenmiş
portakal kokusu hallerinle
Azaları saraylardan damlayan şahit
Yeşil hırka ve ilmekli selvilerin güzeli
Uzağa koşma
Bak beni de kaldırdı yokluğunun işitmeleri
5.0
100% (6)