1
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
494
Okunma
Bir sabah uyandım
Kül, güneşin renginden aldığıyla sevdi
Tabiatın gittikçe dağlandığına şahidim
Bahçesi gövdemden aldığı kokulardan tarazlanmışken
Ruhun beyaza büründüğü
Yerlerde
Adım ağırlaşır kurşundan halliceyken
Yakışıksız bir gizemin
İçten kopan fırtınayla kapışacağını öğrendim
Zıtlığın hükmüyle yoğrulmuş meşgalesinden
Zafer çıkarmanın derdiyle bir avuç insanın
Bir dirhem yaşamak eklediği aşkın sancısına talip mi olduk biz?
Bu aşka nice yaprak döktü kimileri
Kimileri yürürken gidemediğini gördü
Bir başkası ölümden önce baş ağrısı yaşadı
Kimiyse oturdu bir göğün eğilmiş saçlarına
Serin taşlıkların yamacında
Kızıl kuşanmış hummalı bir zamandan geçirdi eklemlerini
Evlerden irkilen yolların ikindi kuşağına uğradığını
Gördüğümden beri
Gövdemin meşeliklerine
Kanat çırpan kuşların göçüne
Ezber ettim ilk dizelerimin sağırlığını
Yine de kapatıyorum kendimi
Eskiden kaçamak bir bakışın gölgesine otururdum
Bir zaman rıhtımına kapılıp tütsülerdim âşıkları
Şimdilerde kapıyı, bacayı ilkel korkulara kilitledim…
5.0
100% (7)