0
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
182
Okunma
Ovalarımın yüzünden devşirildi şen çocukların neşesi
Oyuna el uzatan kalbimizin kaçağı oldu aşk
Bir avuç merhemin alışılmışın dışında şifası
Tanıyorsun yaralarımın ilk emzirdiği tüfeği
Arkası karanlık meskenlerin
Haber verdiği yöne dikiliyor güneşin
Sofralardan aç kalkıyor
Ziyafetin memleketinden gelen eğik yalnızlıklar
Çarpıyor bir gölge, gizlice soluyorum ayak izinin ağrısını
Bir böğürtlenin ıslığı yapış yapış ruhumda
Ağzımın kederine buruk serviler diziliyor
Kızılların çağıltısı şarkı söylüyor
Hava yumuşamış
Sert toprakların buğdayları başakları omuzlarından saçıyor
O şehrin belalarını, uçurtmalarıyla rüzgâra fısıldarken
Bir devletin gurbetini doğuruyor arının çiçeğe döktüğüyle
Az ötede sen çağıldıyorsun
Efsunlu çınarın gece savaşı biterken
Yamanı dağılıyor en çetrefilli soruların
Sır; aleve, küle ekmek banıyor hakikatinle
Ve gözüm kör bir gövdenin esamisini okur
Ve ruhum
Ölümlerden sıyrılır kulağına aşkı fısıldamış güvercin olur
Meskeni maddiyatından sıyrılan dervişin teslimiyetine
Mil çeker gözlerim hür olur
Aşkın peydahladığı bir körler pazarında
Bir bahçenin tozlarını taşırken adın
Eğilip dokunuyor nehre bir sevdanın ruh izleri
Senin memleketinin urganlarına boğazımı uzatırım yârim
Senin vatanında cellâtların somurtkanlığına göçüp gider ruhum
5.0
100% (3)