0
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
402
Okunma
Kalk bakalım
İğneli yükün sırtındaki yokluğunda
Omuzladığın ıssızlığın hikâyesinde
Kaçağı bol bir sevda törpüle
Özlemin avlusuna açılan bütün renkleri
Göğün doğurduğunu bil
Hangi devin göğsünden fışkırdığını düşlemediğini biliyorum…
Duasını özleyen bir inkılâbın baş ağrısı var isyanımda
Eğilmişim ağacın gölgesine soğuk kaçışmalar gençleşirken
İnsan maviye avuç taslarını saldığında
Anlıyor ki büyük nehrin efsununa ömrünü saymış
Ağır bir doygunlukla kalkıyorum o efsundan
Yün ören bir ayazın çaprazında kalmışım
Şehir kaçmış
Sahipsiz adımlarında insanlığın penceresinden
At sürüyor dağın patikasına
Süslerinden kurtulmuş bir lahit in
Yontulmuş belinden tövbeyi kınayan
Aşkı urganların boynuna geçirmişken
Şehvetin içinden yüreği sıyırmış atıyor
Yazgısını kalesinden ayıran bir mızrak
Ellerimi bırakma
Sularını çetin sorgulardan ayıkladığın
Zamanın beşiğine çocukluğumun emzirmelerini
Uyutma
Orman büyüdü
Yeşilin unutulup geldiği günlerden geçiyoruz
5.0
100% (5)