0
Yorum
7
Beğeni
4,0
Puan
278
Okunma
Çatlak ruhun sızıntısındaki acıyla alakalı ilk taze okumalarımız
Kenetlendiğim yerden gözledim seni
Hiçbirinin yakarışında ışığın türeyen titrekliğini alıp götürmedi gecesizliğim
Hayat senin sırtından kırbaçladı beni
Biri sanatının harabesine kanatlarını taktı
Ayağıma vurdu resmini dağı deldiren kadınların sularında yıkatırken bir merhemin avcıları
Geveze bir iblis, kalabalığın süngerli ağzından çıkan boğuşmaları saçıyor
Geç mi kaldım güneşin doğurduğuna ağlarken
Kapımız sürüldüğünde eski bir göçün merasiminde
odalarında doğum yapar eski kızların vuslatı
Kayıplarla çiçeklerin boğuştuğunu görür gurbetin ölüm dişilikleri
Ah babasının yüzüne ellerini süremeyen çocukların gözleri var üstümde
Alaca bir atın yabani faziletini kekremsi boşluğuna salan ruhum
Hiçbir baharın tozunu gözüne sokmadan yalnızlığın
Gecelerin şerrinden ibaret karanlığı karamaktı son çare
Üstüm başım bu şehrin mahsunluğuna düşürülmüş
Mahzur kalmışım etine sıkı kuşağın savaşında
Yol tutulmuş
Ben küskün bir bayramın sabahına
Bir özlemin kanadını kırıyorum gözlerimin kıskancında Asya’nın iflah olmaz bozkırını sevap diye işliyorum talihsizliğime
Yüreğine mektup yazan kabilenin tekiyim
Asra inat patlar durur ruhumun öksüzlerinde bir dağın zarifliği
Meriç misali akıp ovalardan kör kuyulara dönüşür gözyaşım
Ağlaşır halim, aşıp giderim yaşımdan gerisini sindirmeye...
5.0
75% (3)
1.0
25% (1)