1
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
675
Okunma
Bu girdaplı sabahların dizginlenişi ne zaman olur dedi
Üstü başı nice zamanın ürkütücü faniliğiyle yıpranmış
Hırslarını tükettiğinde yepyeni bir ben bulan zamansızlığım
Ceylanlar diyarına göç eden bir söz devşirdim bu sıralar
Yorgunum yerini bulamamış kelimelerin anlaşılmadığı bir dünyada
Turuncu bir iz bıraktığım da oldu kırmızıdan hoyratlık seçtiğim de
Parçası kalmış bir dikenli tel yaşamak
Kıyısında ufuklarının bezmişliği salınan bir içre içimiz
Dünyanın ne zaman sızdığını görsem
Yerden yükseldiğini şahit olurum yıllanmış yalnızlığımın
Kimin içine ilişmedi ki dünyanın milyar yıllık kilitli sandıkları
Yerini bulmamış anahtarın ördüğü diyarlar içim
Beli bükülmüş bir gidiş bizimkisi
Yaşlanmak olmasa yeşil seçen gözlerimiz
Hep mevsiminde kalmak isterdi ruhunun
Bir aşkı da alıp gideceğim yarına öbür güne ve ertesine
Yarım bardak bir çay bıraktı söğüt gölgesindeki bekleşmelerimiz
5.0
100% (6)