5
Yorum
21
Beğeni
5,0
Puan
1046
Okunma
Şiir yazmayı hiç beceremedim
Içimin örgüsünden midir nedir
Bir odanın tavanı altında kıvrandı harfler
Kızıl ışık yaksaydım alnıma
Güneşe gidenleri görürdüm kafesinden
Belki bir kaya kopardı evlerin birinde
Rüzgara binerdim bırakarak peşimi
Bugünlerde neye bezetirsin beni kendim
Dışarım serin
Içerim desen öyle desen desen
Göğsümün yanına oturan düşler
Toprağı emzirirken kaç yerinden
Kan kadar kırmızıydı güller
Teselli kokusunda ihtişam
Dedim ya
Saçları uzundu yalınayak çocukların
Sapsarı yüzler ezerken diz kapağımı
Sevdayı içenlerin türküsünü bağırabilseydim göğe
Dumanlı perdeler ufukta
Simsiyah örerken aydınlığı
Kuşlar bir bir düşerdi çantama
Babam yok memleketimin ikindisinde
Tanyeri saçlarımda ağarırken
Dümdüz yolda elmaları ve ağaçlarıyla yaşıyordu karanlık
Oysa defterimin kaldırımlarında yeşildi baharlar
Farkındayım gitgide kısalan günlerin
Bu yüzden umuda neden geç kaldın diye soramadan
Kendime sürgün
Şiir yazmayı hiç beceremedim
Içim yarıya kadar gemilere aktı
Su uğultusu vaktin sevabını içtim
Fidan fidan boy veren mısraların diliyle okşadım dudağımı
Aynı dalda başbaşa dem veren nefeslerin
Durağı yok muydu bilemedim
Saatlere son sözlerini söyleyenleri kıskandım
Yüzümde duvarlar sevda avlusunda dünya taşırdı
Iyimserdi gece ay altında bir tanem
Belki benimde öldüğüm gün gelir ama olsun
Vursun Neşat baba sazın teline
’Ah yalan dünya,yalandan yüzümü gülen dünya’
Sizinde üstünüzden geçti mi bulutlar
Bir deniz ve gemiyle
Gecede yanan mumun dilsizliğinde
Perdeyi açıp doldurmayın boşluğu
Çünkü biliyorum
Yağmur mutlaka yağacak kar üstüne
Iyi şeyler düşünün
Çalın içinize bir ıslık
Mutlaka eli vardır yürüyen seslerin
Uzun çizmeleri içinde
Ki
Aklım kendime gelemezken türlü türlü
Beni nereye çağırırsın rüzgar
5.0
100% (17)