3
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
995
Okunma

“-ne zaman …
bi yaşlı kadıncağız görsem
elleri nasırlı,
beli bükük,
gariban!
amaa; gözleri…
gözleri sevgiyle bakan
nur içinde yatasıca
anam düşer yadıma
anam!
çaresizliğinden çare telkin eden
“Allah beterinden saklasın,
beterin beteri var ay yavrım” deyen
kaderine razı
olmadık işten bile bin hayır uman
güçsüzlüğünden bize
umut yeşertmeye çabalayan,
anam!
yoktan ….
hiç yoktan var eden
hiçbir şeyi
esirgemeyen
her öğünde bulup-buşurup
sofayı donatan,
açlığını hissetmeyen
çocukları olmadan
boğazından yarım lokma geçmeyen
adeta bizim yediğimizle doyan,
anam!..
bayramdan bayrama da olsa
sofrada birimiz olmasa
yüzü gülmeyen
daha doğrusu yüzü hiçbir zaman
hiçbir zaman gülemeyen
gönüller dolusu hayırlı güzel dileklerini
“ümmed-i Muhammed’in tüm evlatlarına” da dileyen
eli böğründe; yoları gözleyen
anam!
“bi araba düdüğü duyulsa…
gecenin geç yarısında
şoseden bir araba şavkı yalasa ‘Yıldız Güneyi’ni”
Akgedikden bir araba dönse
köyde bir kamyon gürlese
evladını beklermiş anammmm
anam!
nerden bulduysa o günün behrinde
kimden ödünç aldı kimbilir
kimbilir nasıl geri ödedi
inan o zaman da aklıma gelirdi
kuşağının katından çıkardı da iki buçuk lirayı
“-eyi sakla, düşüreyin deme imi gadınım” diye
cebime sıkıştırdı
bilmem nedense bir dondurma alıp yemedim
o iki buçuk lirayla
sanki sarılira sahibiyiz, Öyle ya”
o günün behrinde.. tam iki buçuk lira
nerden bulunur
anam!
aaah anammm!
yoldan her geleni
kendi evladı sanan
değilse, hiç değilse bir selam bekleyen,
“iyi” haberine
kuşkuyla yaklaşan,
gözleri yolda
gönlü, gurbete uçan
evlatlarının, mutluluğunda
sağlık haberlerinde
ecel geldiğinde bile
mutlanan
anam……….
Fotoğraf için sayın Kenan Demir’e teşekkürler
5.0
100% (5)