15
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
2782
Okunma

giyemediğim ayakkabılar
5 yaşımdan aklıma gelenler..
ebemin hakimiyeti
çaresizliğimiz
etraftakiler
yanıbaşımızdakiler..
eyvallah..
EĞRE
ökçesindeki bağcıklarından asılıydı
yoldan yanda köşe eğrede
“geçi gönü”nden bobamın çarığı
ebem “ha bi yadiğer” diye uzadınca
mertekler atılıkana
Melid Usda mıhlayıvıdı eğrenin en ucuna"
“-hinci çarığı keyen bilen mi ğaldı”
“-nazar boncuğu kimin eğresinde?”
ha? bir de hiç “cizme” olmadı gitti bizim evde
eğrenin en ucunda bir tosbağa yavrısı kurusu
ipinde de
iki deve boncuğu
eyatlı bir yel esse savrulur
“gıldır, gıldır” sallanır durur
imamesi iki “gök boncuk”,
“nazara birebir”,
“gök-göze eyi gelir”
“Allah gök gözlülerin nazarından emin eylesin” diye
tüm dualara “Amin” der,
elimizi yüzümüze sürer
içimizden bildiğimiz her duayı okurduk..
hemi de kaşlar kerre!
agamdan bana intikal ettiğinde
taha do(ğ)rusu, ona yenisi alınınca
artık benim olan “yirik papba” ya
tığ, piz ve mumlu iple
özene bezene yorakla yama
dedemde kimbilir daha ne hünerler vardı
müstamel yoraklı, acanta oldu!
“yesyeni meh bakalım ağğa” diye keyf bağışladı
“agayınkından gabadayı hemi”
inandım,
itiraz aklıma gelmezdi
sıkı-sıkı tuttum, ayağı kırık keçinin boynuzunu
debelendi kaale almadım, yerli goyvumadım..
içim gitse de beğirmesine aldırmadım
o mıh sandığının yan tahtasıynan seyikledi
çapar yazmışın arka bacağını
ve imtam devam etti
“kimin ümmetisin”,
“kimin zürriyetisin”
“-ağğa” dedi
“hu an etibarıyna(n) senin yetimlik-gopillik bitti
adamakıllı; böyüdün ga(y)ri”
hakkaten o gün büyüdüm
çelimsizliğimi unuttum,
kasaldım.. yorak yamalı pabuçlarımla
eşkere birkaç numara böyükdü amma
O; “seneye de keyersin” deyicekleyin.. avundum..
parmaklarımı büküp, kahına basarak
“tarrık-turruk” sürüdüm.
gardaşım uçun örkenle eğreye çuncak;
bana da söğüt dalından at” düzüverdi,
halı ipinden gemli
“daahh” dedim, yarışa götürdüm
çoktan süngerli dona, askılı pontura
terfi etmiş akranlarımın yanna
el sırasında, güya; söğüt dalından da olsa;
atı olan yeniyetmelerden olduk
özenir durudum ne zamandır
ne ağaç, ne günyağsalayan, ne topuk, ne tel tekerli araba,
ne fırfır, ne cırcır,
ne de ötekiler gibi tımılı bıçak
gemi azıya almaz mı “deynek düldül”üm
atbaşı olmayı bırak, en arkaya galsam da
ağzımda "gopuduk, gopuduk.. gopuduk"
sözde nal sesleri eşliğinde
dört nala sürdüm..
annaçdakı gonşu evde iki mes lastiği vardı
Köse Memedinen Ümmüce
Çoban İrbemin pappası
yazın toz-toprak dolu
kışın çizmesi çamurlu
omzunda ıslak kepenek cabası
afyon çapasında ağızdadı,
feskilenli şerbet içtik nişanında
o sene harman sonu
ikindin geçeni bi cumayderneğinde
tek tüfeğ atıldı,
söğeden saçaklarına mıhlanan sırık ucunda
bayrak asıldı
Terzi Hasan dikişi Ay-yıldızlı
lokum-püskevitden hanımbudu,
cığaralar kulakta
devrisi ğün davul zurna;
görsen bi!
ortalık nasıl şenlendi,
bir mes lastik daha geldi gonşuya
meşin, dabanı kösele topuklu
“gacırt gucurt” ses çıkarır her sekişinde
cangır-cungur "beşibiryerde"
minder, kırlent, hasır yastık; sandık
her şeyleri “cedit yeni”..
Esme Ğelin daha; o Macargızının evindeki
mavi laylom pabuçlardan giymedi..
ahıra, ağıla inmedi.
süpürmedi, yemlemedi, sağmadı
Halıcı Memet’den ödünç alınmış “başlık”
gelinertesinde; kekili, zülüfleri kesildi
ve evlerine halı dezgahı geldi..
direzi gerildi,
mengene kuruldu;
Esme Ğelin er kalktı,
halı dokudu günboyu
modele baktı
düğüm attı
“küt” “küt” “küt” kirkit vurdu
peynir, yoğurt çalmadı,
aş pişirmedi
beline inen sekiz belik saçı
bir daha örülmedi
ısdar çözüleceğdi evde; seneye ğaldı,
cevizlerin altında; hasır yarım
ikindin geçeni seğirtdim vardım
“sen get, bireşden gelceğmiş de” dedi
umurumda olmadı, diretdim
yapışdım goyvumadım bobamın golunu,
Gökçe’nin gayfada
her zaman ki ezberim
“ebem ünneyo”ya, aldırmayınça
“anamın böbee olmuş” diye celallandım
emmiler gülüştü,
“olan mııı, gız mı?”
çinzimi çekdim
gonuşmadım
domuştum, gaşlarımı çatdım, garardım
sovuk oraleti işmedim
kimselere bakmadım, aldırmadım,
eve geldik bobam merdimene ayak basmadı,
dama çıkmadı
ahıra yöneldi..
mallara bakdı
ben de eve giremedim
dam başında bobamı bekledim
“iki eli ganda da olsa, her zaman etişirdi
“geliiinn boşaldın mı gı?, mubareğ ossun” deyelek geldi
“ha hunu bi yeyvireydin ıscacık” dedi
bi tek Goca Halam sahınnan pelte getirdi
anam önşe bana yedirdi..
galkdı Okarı Çeşmeye suya ğetdi
“yengattan aga olmuşuyun”
“papıcım dama atılmış”
“o ğelin olu(r)kana atbaşı dutarımışıyın”
“onu satıp bana gelin alcaklarımış”
“gız” demeselerdi yeterdi..
gün gelip bizim eğreye de bayrak asılınca
kına yakılacak sarı saçlarına
iki yannında ayna
kepezinde yedi renk poçu
allı mavılı “tuğ”un “tavıktüyü”
elinde pembe laylom “gelingülü”
ben de kösele tabanlı mes alacağım sana
ama eve halı tezgahı kurulmayacak asla
ne seninkilerin, ne benimkilerin adı çocuklarımıza
anam anasının adını goydu da n’oldu
“bi Allahın gulundan gabil” görmedi “Dudu”
bobam öykünüp bir radyo sanatçısına
“ne demekse?”
ezenne seslendi gulaklarına
“Nejla” goymuştu böbe(ği)mizin adını
küçük kardeşime göre de “cezla”
“an-na, bob-ba” dedi
bir de “püm” dedi Nejla bebiş
bir sonrakine de “Gülcan” hazırdı
“Nejla-Dudu?” değmedi yaşına
anamca; “nazar” değmiş
gapgara uzun saşlarına
parıl parıl gülen gözlerine
ebem “bi ğurşun döküvermedi” nedense
gara yundan “beş şiş”le örülen güçcücük çorapları
babamın baş yastığının içinde
bir de çapıtla bağlı
bir bukle saçı
kim bilir daha neler vardı içinde o yastığın
muradım…; muradım? bitecik sen’din!
oysa sen; şehre gelin olma sevdasındaydın
sen gelin oldun
ben elin!
canın sağ olsun!
DİPNOTLAR
ökçe: ayakkabının arka kısmı
eğre: toprak dam ve çatıda mertek(yatay dikme)lerin duvar dışında kalan kısımları,
yerli : ol gör, bir türlü, asla, mümkünü yok
fırfır: pervane
cırcır : çember
tımılı : sapsız bıçak
acanta; yeni, yesyeni, yepyeni, ilk el, eldeğmemiş, kullanılmamış.
seyik: kol ve bacak kırıklarında kemiğin doğru kaynaması için yanlara konulan tahta, atel.
Cumayderneği: Perşembe
püm: sucedit: yeni, kullanılmamış, kız eli değmemiş
goca hala : büyük hala
örken: örülmüş ip, halat
çuncak: salıncak
5.0
100% (18)