6
Yorum
20
Beğeni
0,0
Puan
2087
Okunma
Ayak seslerini fark edince
mumlar aramıza devrildi
Kül ayaklandı
sanki zamanı dolmuşçasına
İçimden bir şeyler tırmanıp
savruldu yüzüme
Gel dedi gidemedim
karanın göğsüne oturmuş
sarı bir salgın gibi
dolaşıyordu gözleri
nasıl dedi
dedim ki
gözleri aç bir şairin iştahını kabartacak kadar harf yüklüydü
sustu
bende sustum
bu yokluktan mıydı her sokakta kirpiklerimi düşürmem
parmaklarıma kazınan tanrısal desenler gibiydi gözleri
ve ten ayrığından yeşil hatlar sunardı içsel dürtüler
kim bilir derisi alınmış harfler kazıdım sırtıma
ki ardım kalabalık bir harf sessizliği
ne uçuk düşlüyorum seni
ve sen mirim af et beni
seni yazacak kadar inançlı bir cümle
olduramadı benliğim