7
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
2114
Okunma

’Sönmüş bir dağın kokusunu içime alayıp susayım seni’
hangi yana dönsem vapurum sen oluyorsun..
Senin kadar kendisinden bahsedipte
kendisiyle ilgili bir şey söylemeyen
biri daha yoktur herhalde!
haddinden fazla sessiz sonbaharlar düşmeden ellerine
düşlerini yüzdürdüğün o beyaz vapurdan
çivit dalışı yapabilirsin artık!
tam da umuda dair yazacakken
üstelik
bir sokağın kimsesizliğini
bir çocuğun titrek masumluğunu
bir çiçeğin canlılığını
nabzımızda milyonlarca melodinin ritmine tutunarak
ıhlara ve zeytinin ağaç kardeşliğini
sustum
bozulmasın istedim gıyabında düşlerim
kaç gecedir
içimde sıra sıra iklimler
salkım salkım hüzünler
yürüyüp geçiyor cevapsız sorularım
sana dair yazacaklarımın puntosunu büyütüyorum
yüzüm,o sedef kaplı vapurun güvertesine düşmüşken
yakamoza çığlık düşürdün
uzanıp baktım yüzüne
yanaklarına gizlenmiş kıpır kıpır
binlerce çocukla söyleşip durdum
yine de
yakamoza çığlık düşürdün,çiğ damlası!
bugün gün kızılcık şerbeti renginde
martılar alabildiğine gökkuşağı üstümüzde
perde açılır,her kesler bekler
sanırsın birazdan alkış tufanı kopacak
yerden göğe selamlarsın yine de boş gözleri
ve toplayıp bütün replikleri
girersin akşamın baharat kokan koynuna
perde kapanır,düşlerimin en ince dalında
çiğ damlası bir şiir uyur’..
senin ismin gökyüzündedir
gözlerin yağmur yüklü buluttan
senin saçlarından yakamozları toplarken ellerim
yaşam daha rahat tutunsun diye ömrüme
uzatıyorum saçlarımı
5.0
100% (13)