5
Yorum
10
Beğeni
4,9
Puan
2052
Okunma

Sabah olduğunda
sokakları,caddeleri ve köşebaşlarını kucaklayıp
atlayacağım bu şehrin hafif meşrep bir vapuruna
güvertesinde
yine seni arayacak gözlerim
karanlık çökene kadar tekrarlayacağım
boşuna değil
bu şehrin denizlerine dalgakıranlar olup
birbirimize uzanan bir yol açmam
Yakamoz gülüşlüm
hep böyle karşımda dur
saçlarına bakıp bin mısra dökeyim geceye,olur mu
şimdi
genişçe bir denizin ucunu düşle yalnızca
ve yum kirpiklerini
havada sırılsıklam bir yağmur bu sabah kent
olsun sen hayal et görünür kıl olasılıklarımızı
bak nasıl da mısraları kuşanıp kıtalardan geçerim ellerine usulca
hiç bir şey bilmesen de,görmesen de hayal et
yoksa kırlangıçlar söylemedimi önceden geldiğimi?
vaktinden önce bir düşemi yatırdım yoksa bedenimi?
Bir avuç yıldız senin yüzün
gözlerin çırpınan beyaz martı
sessizce bakacağım
hüzünlü,suskun güleç yüzüne
bir yudum çay,bir nefes sigara olsun yeter
kıpırdamadan durmayı bilmezken
öylece sabitleyeceğim kendimi bakışlarına
kırlangıçların göç mevsiminden önce
gecenin bir çocuğa devrilen saatinde
tırtıl zamanıdır kelebeğin
ezberle beni
sahipsiz bir orman,başıboş sokaklar gibi
’’bilmeyecek,görmeyecek,duymayacaksın,biliyorum
fakat aklımın en rasyonel haliyle söylüyorum ki
sesimin içiyle seviyorum seni’’
5.0
94% (17)
4.0
6% (1)