1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1741
Okunma

’’Bu işte bir yalnızlık var’’
Yoksa karanlık böyle korkutucu gelmezdi kimseye
İnsan; insan olduğu için yargılamazdı kendini
Öykülerini anlattıkça çoğalmazdı dertler
Yalın ayak barış türküleri söylemeden
Zamandan ve yardan kimse geçmezdi
Bu işte bir ihanet var...
Yaralardan sızan bir kan gibiydi ölüm
Her seferinde bir yolunu bulup yırtıyordu kefenlerini
/ O yüzden acılar hep başkaldırır oldu -yüreklerde /
Bu işte bir çaresizlik var...
Bu uzaktan doğan güneş kime...
Bu yağan yağmur, bu enkaz kime...
Kime bu telaşlı koşuşturmalar…
Bu kalem neyi yazıyor yine
Anlamsız bir tümceyi
Tel örgüler ardında kalan bir hücreyi mi?
Bu işte bir yorgunluk var…
Kimse çocuk olmak için bu kadar dert yanmazdı
Diz kanatmak için iç çekmezdi, kızmazdı büyüdüm diye
Bu işte bir terslik var...
Ağızların esiri olan ‘’sevgiyi’’ hangi alçaklar vurdu?
Kim Kelime kalabalığından kaçar
Kim koşar hayallerinin peşinden
Yaşamadığını sananlar yaşadıklarını nasıl sorgular
Faili meçhul bir yaşamın firari sanığı kimdi?
Herkes Rest çekip hayata
Gökkuşağını siyaha boyadıklarından beri
Yas tutup şarkılardan bir dilek tutarım umuda
Sonra düşler ülkesinden kirlenmemiş mahcup bir bağımsızlık kiralarım
Ve Bir şeye benzemez sözler söylerim bilinenlerin bilinmezliğinde herkese inat
Mehmet Emin Karademir
5.0
100% (1)