0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1524
Okunma

Bir ‘otobüs’ olur yalnızlığım
Nereye, kime gittiğini hiç bilmeden
Ve en çok bilerek… Ben misali Yollarında kendini kaybeden
Soğuk terminallerinde içmeye çalıştığım sigarının
En acele tarafı gibi yarım bir hayatın içindeyim
Karanlık uzaklarda görünen parlak bir ışık gibi
Bir görünüp
Bir kaybolanım
Bir nefes olup doğarken
Bin nefes olup ölemeyen
Dertli başım buğulu camlarda
Gözlerim hiç tanımadığım yerlerden geçiyor
Ve Sonsuz bir zamanı, şeritlere çiziyorum
Çoğu kez Sonsuzluk gibi akıp gidiyor kıvrımlanan yollar
Birikmiş günahlarım var benim
Pişmanlığın ateşinde beni sorgulayan
Bu saati belli olmayan akşamın
Neresindeyim…
Kiminle olduğumu bilmediğim bu şehrin son deminde
Ağzıma dolan bin bir küfürlerindeyim
Konuşsam; ölüm yağar kelamlarıma
Susmaya kalksam dağ olurum, çökerim omuzlarımdaki yorgunluğa
Kısa yolcuğumdaki bu Yaşamın, bir yarısında
Anlatamadıklarıma attığım bu voltalar… Hep ağır kalır
Hayaller içinde… Hikâyesi eksik koca bir ben doluyum
İşte…
Bu yağan yağmurun altında mevsimi belirsiz kalmışım, sırılsıklam
Ve her defasında yalnızlık vuruyor… Sakalıma, saçıma
Ey düşlerim…
Umudu viran olmuş zaman kaçkını
Kanıtlanamayan ölümsüzlük iksirinin dilekleri kadar
Vefasına bir ben katamadın…
Gülseydim… Gülerdik… Hep birlikte kahkahaların doruğunu
Ben sonunu düşünemediğim bu yolculukta
Şimdi başka merdivenleri çıkıyorum
Yukarıdan görüldüğünde mutluluk
Aşağıdan bakıldığında… Gözyaşı ve hüzün hep yan yana
Mehmet Emin Karademir