4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
878
Okunma
umuda anlatırken hüznün tatlı sözlerini gözlerimin feri söndü
akşamların bağrında inceden ezgiye döndü aşk
hayaller kıyamet kopardıkça alıp başını gitti yaşamadıklarıma
az önce uzun teknelerle uzaklara uğurladım
yalnız bir ağaç gibi yüreğimi
yüzüme vuran varlığın kusursuz sıladır
umut ilk ışıklarınla kayboldu ya toprağına
gölgende ürkek gün nereye sığınsa ölgün
-uzat sesimi fırtınalarda boğulsun yankım-
zamanlardan arta kalan sis yorgunluğum
gel yanıma otur gizle sessizliğe akan aklımı
yokluğa direnmeye çalışan çocuk düşlerim bekar gecede
devirmeyin başınızı yalnızlığa kaldık diye
iç geçiren rüzgar da dolanınca usulca odamda
saksılar da çiçekler de
dünler gibi boynunu büktü
çingene ruhuma yerleşen esmer yüzler
melekler hüzün saatine bakmayı unutunca
ismi hiç bana benzemeyen sevgiler doğurdular
giz sığınaklarımdan ellerin çizdiği haritalara
yepyeni şehirlere
-hoşçakalın güneş girsin duvarlarınıza-
şimdi ben
sarı odalarda izim kıpırdısız
ve hiç dinmeyen kamçılı sancılarım öksüz yollarda
hem ne farkeder ki gözlerim
gündüzün bulutları geceye baktıkça
sineye çekilen penceresiz mevsimlere
ölmeli uykularım
bütün anılar cenneti şaşırmalı
5.0
100% (7)