3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1104
Okunma
ölüm suyunu serptikçe
ılık hüzünler yerleşir gözlerime
sabahın boynunda sayıklarken kıvaranan düşler
soluğum donuk
gece ki
yalnızlığın acılar doğurduğu
dökümüne konar
yüzümün gizlendiği her yer deniz
maviyi kıtlığa kelepçelemiş karanlık
gölgelerde mor hışırtı
serin ayrılık havası sanki
bütün bu olanlar
bir parça anımsamak adına
geçmişin gözbebeklerini
sancıyla sığındığım odalar uçurum yarıkları
hangi kentte kol gezsem
unutulmuş kelebekler
ve ölüm acemi dalgınlıklarda iz
suda sektikçe anılar
yok kalbim
her eşya siyahını giymiş
kaybolmuş ışık
sarkıtın pencere dibindeki ağaçları
en derin kuyulara
yaralandıkça adamlar
ağlatırım bir anneyi
ellerimde
akıyor Ağustos gökyüzünden
son misafirim yalnızlık
kimse oturmasın güneşin parmaklarına
yeniden doğana dek
5.0
100% (8)